18 mart çanakkale zaferi ile ilgili yazı kompozisyon
10 Nisan 2011 Pazar
18 mart çanakkale zaferi ile ilgili yazı kompozisyon
Yarın Çanakkale zaferinin yıldönümü.Bu başlıkta çanakkale zaferi ile ilgili yazılar ve şiirleri yayınlayacagım.
İşte Türk Askeri
Çanakkale Savaşları”nda, Fransız kuvvetlerine komuta eden General Guro, savaş sırasında bir kolu ile bir bacağının bir kısmını, savaş sırasında bırakarak yurduna dönmüş. Daha sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor:
Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için çocuklarınızla daima iftihar edebilirsiniz. Hiç unutmam. Biraz evvel doğa çevremizde en nefis güzellikteydi. Su çiçekleri, leylaklar, Peygamber çiçekleri, papatyalar bir gökkuşağı âlemi oluşturuyorlardı. Şimdi, savaş sahasında dövüş bitmiş, o güzelim tablo, kan revan içindeydi. Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır kayıplar vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutmayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk Askeri kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtasıyla bir konuşma yaptık: Niçin, öldürmek istediğin askere şimdi yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi: Bu Fransız yaralanınca yanıma düştü. Cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi! Anlamadım!.. Ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok! İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün!.. Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı!.. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşların donduğunu hissettim! Çünkü, Türk askerinin göğsünde, bizim askerinkinden çok daha ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı!.. Az sonra ikisi de öldüler!!!
Çanakkale Savaşı ile İlgili Gerçek Bir Hikaye
Kocadere köyünde yaralılar için büyük bir sargı yeri kurulur…kimi bosnalı,kimi urfalı,kimi azeri,kimi halepli çok sayıda yaralı getirilir. Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir…yarası oldukça agırdır.Zorlukla nefes almaktadır…komutanına şunları söyler: “Biliyorum,ölme ihtimalim çok yüksek…ben bir pusula yazdım,arkadaşıma ulaştırın..”Tekrar derin derin nefes almaya çalışır.Tekrar konuşur: “Ben Lapsekiliyim…köylüyüm…İbrahim Onbaşıdan 1 mecidiye borç almıştım,kendini göremedim…ölürsem söyleyin,hakkını helal etsin..!” “Sen merak etme evladım” der komutan acı içinde,üzgün…kollarında can verir Lapsekili er… Aradan çok geçmeden yine yaralılar getirilir.Bunlardan çogu zaten oraya getirildiginde şehit düşmüştür…hepsi de çok agır yaralar içindedirler… Şehitlerin üzerlerinden çıkan künyeler,pusulalar,eşyalar komutana ulaştırılır.Komutan pusulalardan birini elleri titreyerek açar ve göz yaşlarına artık hakim olamaz.Pusulada şöyle yazmaktadır: “Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil”e 1 mecid borç vermiştim,kendisi beni göremedi…biraz sonra taarruza kalkacagız,belki ben dönemem… Arkadaşıma söyleyin;Ben Hakkımı Helal Ettim…
18 Mart Çanakkalee
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz
18 mart, 18 mart çanakkale zaferi, 18 mart ile ilgili şiirler, 18 mart ile ilgili yazılar, çanakkale savasi, çanakkale savaşı ile ilgili yazılar, çanakkale zaferi ile ilgili yazılar, ve şiirler
Kaynak: İlginizi Çekecek Güzel Haberler Oyunlar ve fazlası
Google da bu haberi ara
Yarın Çanakkale zaferinin yıldönümü.Bu başlıkta çanakkale zaferi ile ilgili yazılar ve şiirleri yayınlayacagım.
İşte Türk Askeri
Çanakkale Savaşları”nda, Fransız kuvvetlerine komuta eden General Guro, savaş sırasında bir kolu ile bir bacağının bir kısmını, savaş sırasında bırakarak yurduna dönmüş. Daha sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor:
Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için çocuklarınızla daima iftihar edebilirsiniz. Hiç unutmam. Biraz evvel doğa çevremizde en nefis güzellikteydi. Su çiçekleri, leylaklar, Peygamber çiçekleri, papatyalar bir gökkuşağı âlemi oluşturuyorlardı. Şimdi, savaş sahasında dövüş bitmiş, o güzelim tablo, kan revan içindeydi. Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır kayıplar vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutmayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk Askeri kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtasıyla bir konuşma yaptık: Niçin, öldürmek istediğin askere şimdi yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi: Bu Fransız yaralanınca yanıma düştü. Cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi! Anlamadım!.. Ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok! İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün!.. Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı!.. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşların donduğunu hissettim! Çünkü, Türk askerinin göğsünde, bizim askerinkinden çok daha ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı!.. Az sonra ikisi de öldüler!!!
Çanakkale Savaşı ile İlgili Gerçek Bir Hikaye
Kocadere köyünde yaralılar için büyük bir sargı yeri kurulur…kimi bosnalı,kimi urfalı,kimi azeri,kimi halepli çok sayıda yaralı getirilir. Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir…yarası oldukça agırdır.Zorlukla nefes almaktadır…komutanına şunları söyler: “Biliyorum,ölme ihtimalim çok yüksek…ben bir pusula yazdım,arkadaşıma ulaştırın..”Tekrar derin derin nefes almaya çalışır.Tekrar konuşur: “Ben Lapsekiliyim…köylüyüm…İbrahim Onbaşıdan 1 mecidiye borç almıştım,kendini göremedim…ölürsem söyleyin,hakkını helal etsin..!” “Sen merak etme evladım” der komutan acı içinde,üzgün…kollarında can verir Lapsekili er… Aradan çok geçmeden yine yaralılar getirilir.Bunlardan çogu zaten oraya getirildiginde şehit düşmüştür…hepsi de çok agır yaralar içindedirler… Şehitlerin üzerlerinden çıkan künyeler,pusulalar,eşyalar komutana ulaştırılır.Komutan pusulalardan birini elleri titreyerek açar ve göz yaşlarına artık hakim olamaz.Pusulada şöyle yazmaktadır: “Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil”e 1 mecid borç vermiştim,kendisi beni göremedi…biraz sonra taarruza kalkacagız,belki ben dönemem… Arkadaşıma söyleyin;Ben Hakkımı Helal Ettim…
18 Mart Çanakkalee
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz
18 mart, 18 mart çanakkale zaferi, 18 mart ile ilgili şiirler, 18 mart ile ilgili yazılar, çanakkale savasi, çanakkale savaşı ile ilgili yazılar, çanakkale zaferi ile ilgili yazılar, ve şiirler
Kaynak: İlginizi Çekecek Güzel Haberler Oyunlar ve fazlası
Yorum Gönder