******************************************************************************************************************************************
Bu Sitedeki Tüm Yazılar Ücretsizdir. Sadece Sizden İstediğimiz "Allah Bu Siteyi Hazırlayandan Razı Olsun" Amin... Demenizdir.
************************************************************************************************************************************ www.odeveson.blogspot.com adresindeki yazı ve makalelerin Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR.
19 mayıs sonrası önemli gelişmeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
19 mayıs sonrası önemli gelişmeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Aralık 2008 Pazartesi Gönderen admin 0 yorum
19 MAYIS 1919 29 EKİM 1923 TARİHİ ARASI ÖNEMLİ OLAYLAR





Mustafa Kemal'in, "Ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız, koşulsuz bağımsız yeni bir Türk Devleti kurma" kararını alması ve bunu gerçekleştirecek koşulları oluşturmak amacıyla Samsun'a hareketi, tarihin akışını değiştiren bir adımdır.
"19 Mayıs" Türk Ulusu ve kendi yaşamı içinde öyle bir dönüm noktasıdır ki, Mustafa Kemal bu günü "doğum günü" olarak nitelemiştir.
Mustafa Kemal'in, "Ben, Samsun'a çıktığım gün elimde maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk Milletine güvenerek işe başladım" sözleri, O'nun kurtuluş yolunda, ulusal birliği gerçekleştirmek düşüncesiyle çıktığı Anadolu yolculuğunda Türk Ulusu'na duyduğu güveni ortaya koymaktadır.
Ulusal savaşımın bayrağını açmak için beklediği fırsat, 9. Ordu Müfettişliğine getirilmesi ile karşısına çıktı ve 19 Mayıs 1919'da ulaştığı Samsun'da kısa bir süre kaldıktan sonra 28 Mayıs 1919'da gittiği Havza'da, tüm komutanlara, üst kademedeki yöneticilere ve ulusal kuruluşlara gizli bir genelge yayımlayarak, işgal karşısında bütünleşme çağrısında bulundu.
22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgede, "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ilkesine yer vererek, Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. İngilizlerin baskısı sonucu müfettişlik görevinden alınmak istenmesi üzerine, askerlikten ve resmî görevinden ayrılma kararı alan Mustafa Kemal, 8 Temmuz 1919'da bir duyuruyla, tüm gücüyle Anadolu'nun bağımsızlık savaşı için çalışacağını açıkladı.
23 Temmuz-7 Ağustos 1919 günlerinde, geleceğimizin sağlam temeller üzerinde biçimlenmesinin yolunu açan Kurtuluş Savaşı'nın temel ilke ve yöntemlerinin belirlendiği, Erzurum Kongresi'ni topladı. Bölgesel konuları görüşmek için toplanan Kongre'de ülkenin tümünü ilgilendiren önemli kararlar alınarak ulusal savaşımın esas programı hazırlandı.
Mustafa Kemal 7 Ağustos 1919'da Kongre'nin kapanışı nedeniyle Kongre heyetine yaptığı konuşmada, esaslı kararlar alındığını ve dünyaya Ulusumuzun varlığı ve birliğinin gösterildiğini, tarihin bu Kongre'yi ender ve büyük bir eser olarak kaydedeceğini söyleyerek, toplantının önemini ortaya koydu.
4-11 Eylül 1919 günleri arasında toplanan ve Ulusumuzun, birlik ve dayanışma içinde bağımsızlığından hiçbir koşulda ödün vermeyeceğini dünyaya duyuran Kongre olma özelliği taşıyan Sivas Kongresi'nde, manda yönetimi tümüyle reddedildi. Erzurum Kongresi kararları genişletilerek, Misak-ı Millî görüşü yinelendi. Tüm ulusal direniş örgütleri "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirildi. Yurdumuzun tamamını temsil eden Heyeti Temsiliye'nin başkanlığına seçildi.
20-22 Ekim 1919'da İstanbul'dan gelen Bahriye Nazırı Salih Paşa'yla Amasya'da görüştü. Anadolu'da başlatılan ulusal savaşımın İstanbul Hükûmeti tarafından tanınması yönünden büyük önem taşıyan Amasya Protokolü imzalandı.
7 Kasım 1919'da, İstanbul'da toplanması kararlaştırılan Osmanlı Meclisi için Erzurum'dan milletvekili seçildi.
27 Aralık 1919'da, Heyeti Temsiliye üyeleriyle birlikte geldiği Ankara, bu tarihten sonra Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın önemli kararlarının alınarak, tüm Anadolu'ya yayıldığı önemli bir merkez oldu.
İstanbul'un, 16 Mart 1920'de resmen işgal edilmesi üzerine, Mustafa Kemal, bu hareketin haksız ve hükümsüz olduğunu belirterek, kapanan Meclis'in Ankara'da açılacağını tüm dünyaya ilân etti.
Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de yayınladığı bir genelgeyle, ulusun yeniden seçeceği temsilcilerle kurulacak yeni Meclis'in ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri alacağını ve uygulayacağını duyurdu. Bu genelgenin ardından ülkenin her yerinde seçimler yapıldı ve Ankara'da toplanacak Millet Meclisi'nin hazırlıkları tamamlandı.
Böylece ulusal istenci gerçekleştiren ilk Meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplandı ve Mustafa Kemal Meclis Başkanlığı'na seçildi.
Bağımsızlık savaşımının askerî ve siyasî önderi ve ileri görüşlü kişiliğiyle davanın beyni olan yüce önder, 11 Mayıs 1920'de İstanbul Hükûmeti tarafından ölüm cezasına çarptırıldı.
Bir an önce kurulmasına büyük önem verdiği düzenli ordu ilk başarısını, 11 Ocak 1921'de, I. İnönü, 31 Mart 1921'de de II. İnönü zaferlerini kazanıp, Yunanlıların geri çekilmek zorunda kalmasıyla elde etti.
Meclis'te uzun görüşmeler sonucu 20 Ocak 1921'de ilk anayasa olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, Misak-ı Milli'ye ve Anayasa'nın ilkelerine uygun biçimde çalışır duruma getirebilmek için, 10 Mayıs 1921'de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu'nu kurdu. Grubun seçilerek göreve getirilen başkanı Mustafa Kemal'di.
5 Ağustos 1921'de, Mustafa Kemal'in, geniş yetkiler verilerek üç ay süre ile Başkomutanlık görevine getirilmesini sağlayan yasa kabul edildi. "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz." anlayışı ve direktifiyle 23 Ağustos-13 Eylül günleri arasında, 22 gün 22 gece süren çarpışmalardan sonra Yunan Ordusu Sakarya Nehri'nin doğusunda tümüyle yenilgiye uğratıldı. Sakarya Zaferi'nin ardından, TBMM'nin çıkardığı bir yasayla, savaştaki üstün başarısından dolayı Yüce Önder Mustafa Kemal'e 19 Eylül 1921'de "mareşallik" rütbesi ve "gazi" unvanı verildi.
26-30 Ağustos 1922 günleri arasında Mareşal Gazi Mustafa Kemal komutasındaki Başkomutan Meydan Muharebesi, Türk Ordusu'nun kesin zaferiyle sonuçlandı. Başkomutan'ın "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle Türk Ordusu, büyük bir moral ve güç ile İzmir yönünde ilerledi. 9 Eylül 1922'de çekilen düşman kuvvetlerinin İzmir'de yenilgiye uğratılmasıyla, 4 yıl süren Ulusal Kurtuluş Savaşımı amacına ulaştı.
3 Ekim 1922'de imzalanan ve 11 Ekim 1922'de yürürlüğe giren Mudanya Ateşkes Antlaşması ile savaş durumu sona erdi. Barış Antlaşmasının koşullarını görüşmek üzere Lozan'da yapılacak konferansa İtilaf Devletleri'nin İstanbul Hükûmeti'ni de çağırması üzerine, 1 Kasım 1922'de TBMM'nce alınan "Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak TBMM'dir" kararıyla saltanat kaldırıldı.
Varlığından büyük güç aldığı annesi Zübeyde Hanım'ı 15 Ocak 1923'te kaybeden Gazi Mustafa Kemal, acısına karşın, Ulusuna olan görev ve sorumluluklarını yerine getirmek için çalışmalarına ara vermedi.
29 Ocak 1923'te Gazi Mustafa Kemal, Latife Uşaklıgil ile 5 Ağustos 1925'e kadar sürecek evliliğini yaptı.
17 Şubat 1923'te İzmir'de ilk Türkiye İktisat Kongresi'nin açılışını yapan Gazi Mustafa Kemal, çağdaşlaşma yolunda, iktisadî kalkınmanın gerekliliğini vurgulayarak, siyasî ve askerî zaferlerin, ekonomik zaferlerle desteklenmeden, kısa süreli olacağına dikkat çekti.
24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla, Devletimizin uluslararası alanda siyasal, hukuksal, ekonomik ve toplumsal ilişkileri yeniden düzenlendi. Yeni Türk Devleti'nin varlığının, egemenliğinin ve bağımsızlığının tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması ile Misak-ı Millî sınırları İtilaf Devletlerince resmen kabul edildi.
Gazi Mustafa Kemal'in, "Lozan Antlaşması, Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastin yıkılışını ifade eden bir vesikadır." sözleri, Lozan'ın tarihimizdeki yerini ve önemini gözler önüne sermektedir.
13 Ağustos 1923'te, Gazi Mustafa Kemal, ikinci kez TBMM Başkanlığı'na seçildi. 9 Eylül 1923'te, Cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurdu. TBMM'nin aldığı bir kararla yeni devletin başkenti, 13 Ekim 1923'te Ankara oldu.
Ulusal egemenlik esasının tam olarak ancak cumhuriyet yönetimiyle olanaklı olacağını düşünen Gazi Mustafa Kemal, 27 Eylül 1923'de Neue Freie Presse muhabirine verdiği demeçte "Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelerini sizlere tekrar edeceğim: Hakimiyet Kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet..." diyerek Cumhuriyet'in kurulmasının yakın olduğu işaretini verdi.
Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim akşamı Çankaya Köşkü'nde yemeğe davet ettiği arkadaşlarına "Yarın Cumhuriyet'i ilân edeceğiz" diyerek, kurtuluş sürecinde temelleri adım adım atılan ve ulusal egemenliğe dayanan yeni yönetim biçimini yaşama geçirme zamanının geldiğini ortaya koydu. O gece, İsmet İnönü ile birlikte bir yasa tasarısı hazırladılar. 1921 Anayasa'sının 1. maddesinin sonuna "Türkiye Devletinin hükûmet biçimi cumhuriyettir" cümlesini ekleyerek, ilgili maddelerdeki gerekli değişiklikleri kaleme aldılar.
29 Ekim günü toplanan Halk Fırkası Genel Kurulu'nda konuşan Mustafa Kemal, hükûmet krizi ve bunun çözümü için Anayasa'nın 1, 2, 4, 10, 11, 12. maddelerinin değiştirilmesini ve hükûmetin şeklinin Cumhuriyet olmasını öngören teklifi sundu. Parti toplantısında kabul edilmesinin ardından Anayasa Komisyonu'nda incelenen tasarı İsmet İnönü'nün, ivedilikle görüşülmesi önerisi üzerine okundu ve ivedilikle görüşüldü: Meclis 29 Ekim 1923 günü saat 20.30'da Cumhuriyet'i ilân etti.

ECBanner bloggping TurkeyRank.Com - Pagerank Servisi pagerankonline.de - Pagerank Anzeige ohne Toolbar On our way to 1,000,000 rss feeds - millionrss.com
Seo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks
Bu sitedeki yazılar telif hakkları göz önüne alınarak yayınlanmaktadır. Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR. yayınlanan bu makale ve eserlerin hak sahipleri herhangibir nedenle telif hakkı idda ederlerse ve bizce uygun görülmesi halinde (gerçeklik esası olması dahilinde) bize lütfen mail atsınlar (ozkan@mail.nu) en kısa sürede eserleriniz sitemizden kaldırlır. © 2008 www.odeveson.blogspot.com