******************************************************************************************************************************************
Bu Sitedeki Tüm Yazılar Ücretsizdir. Sadece Sizden İstediğimiz "Allah Bu Siteyi Hazırlayandan Razı Olsun" Amin... Demenizdir.
************************************************************************************************************************************ www.odeveson.blogspot.com adresindeki yazı ve makalelerin Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR.
On Yılın Anıları 1950-1960 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
On Yılın Anıları 1950-1960 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Şubat 2009 Cumartesi Gönderen admin 0 yorum
On Yılın Anıları 1950-1960
Kitabın Adı On Yılın Anıları 1950-1960
Kitabın Yazarı Rıfkı Salim BURÇAK
Yayınevi ve Adresi Turhan Kitap Evi - Ankara
Basım Yılı 1998
KİTABIN ÖZETİ

Rıfkı Salim BURÇAK, 1913'te Erzurum'da doğmuş, ilk ve orta öğrenimini aynı şehirde yapmış, daha sonra Mülkiyeyi kazanarak üniversite eğitimini Ankara'da tamamlamıştır. Üniversite eğitimi sonrasında birçok arkadaşıyla birlikte aynı üniversitede öğretim üyeliği görevine geçmiş, uzun yıllar bu görevi sürdürmüştür. 1946'da çok partili rejime geçişle birlikte siyasi hayatında yeni bir dönem başlamıştır. 14 MAYIS 1950'de Demokrat Parti ERZURUM milletvekili seçilmiş, 27 MAYIS 1960 İhtilaline kadar milletvekilliği ve bakanlık yapmıştır.

Kitap, kısa bir yaşam öyküsünden sonra 1950-1960 arasında geçen siyasi olayları anlatmaktadır.

Yazar, kitabının giriş bölümünde ailesinin kimlerden olduğunu, hangi tarihte dünyaya geldiğini, öğrenimini hangi yıllarda nerelerde yaptığını, üniversite eğitimini, askerlik dönemini, öğretim üyeliğine başlamasını ve yurt dışı gezilerinde karşılaştığı ilginç olayları, eşiyle tanışmasını ve evliğini anlatmaktadır.

1950 yılında kendisine yapılan teklifi kabul etmek suretiyle politikaya girmiş ve memleketi olan Erzurum'dan Demokrat Parti milletvekili seçilmiştir. Milletvekili seçilmesiyle birlikte siyaset sahnesinde yer alan kişilerin özelliklerini ve siyasi partilerin görüşlerini farklı bir bakış açısından ele almaktadır.

Siyasi yaşamının başlangıcına ait anılarında, sağlam bir altyapıya ve birikime sahip olması ve sakin kişiliğiyle olaylara yaklaşımının parti içerisinde ön saflarda yer almasına, kısa bir süre sonra da bakan olmasını sağladığı anlatılmaktadır. Bakanlık yaptığı döneme ait anılarında özellikle ihtiyaç duyulan hukuki düzenlemelere önem verdiğini ve kanunlaştırma faaliyetlerinde bulunduğunu ifade etmektedir.

Bakanlıktan ayrılması ve parti idare kurulunda görev yaptığı dönemdeki olaylarda da sakin kişiliğinin ön plana çıktığı görülmekte, zamanın başbakanın hiddetlendiği durumları mantıklı düşünceleriyle yoluna koymasından anlaşılmaktadır.

Anılar başlangıçta yazarın kişiliğini ortaya koymaktadır. Özellikle bakanlık görevini sona erdirinceye kadar yapmış olduğu faaliyetleri anlatmaktadır. Ancak daha sonraki döneme ait anılarda tarafsız kalma çabası içindeki bir gözlemci tavrıyla olaylara bakışı ve değerlendirmeleri yer almaktadır. Bu dönem içinde hükümetin çalışması ve yapılan işler birtakım istatistiki bilgiler şeklinde sunulmaktadır. Yazara göre karşı cephe olarak görülen muhalefet partilerinin durumu ve davranışları, başbakan ve ana muhalefet partisi lideri arasındaki söz düelloları, eleştirel bir gözle anlatılmakta mantıki bir sonuca ulaşma çabası içinde hükümeti haklı çıkaracak değerlendirmeler yapılmaktadır.

On yıllık dönemin en sıkıntılı olduğu 1954 seçimleri ve sonrasında iki büyük partinin liderinin karşılıklı olarak siyasi tansiyonu yükseltmeleri, daha sonra da bir vesile ile düşürmeleri, liderlerin yapmış oldukları konuşmaların zabıtlardan olduğu gibi alınması suretiyle okuyucuya sunulmaktadır. Bunların sonunda yazarın değerlendirmeleri yer almaktadır. Yine aynı dönem içinde yer alan parti içi muhalefetin oluşması ve buna karşı alınan tedbirler geniş yer tutmaktadır. Günümüz siyasi yapısıyla mukayese açısından bu düşünce ve davranışlar önemlidir. Çok partili sisteme geçmekle demokratik yaşamı benimsemiş ve bu yolda mesafe almaya kararlı bir yapının kendi içerisinde demokrasiden uzak tutum ve davranışlara yönelmesi anlatılmasına rağmen bunun siyasi gelecek açısından insanların karamsar olmasına neden olacağı değerlendirmeler arasında yer almamaktadır.

Parti içi disiplinde demokratik yaklaşımdan uzaklaşmanın doğal bir sonucu olarak partiden kopmalar ve partilerin kurulması ve bunların siyasi yaşamdaki etkileri her bir parti için ayrı ayrı ele alınmış ve değerlendirilmiştir. İktidarda geçen süre içinde hükümetin yıpranması ve toplumsal baskının kendisini hissettirmesinin, aslında muhalefet partilerinin özellikle de ana muhalefet partisinin olumsuz propagandaları sonucunda olduğu, gerçekleşen olaylar işaret edilmek suretiyle izah edilmeye çalışılmaktadır. İç ve dış siyasette alınan yol, yazarın olumlu bakış açısından ele alınmakta ve bu konudaki başarılar övülmektedir. O dönemde ABD'nin dünyada süper güç olma politikası Türkiye gibi stratejik öneme sahip bir ülkeyle olan ilişkilerini sıcak tutmasını gerektirmektedir. Bu bakış açısından bakıldığında hangi iktidar olursa olsun böyle bir desteği geri çeviremeyecektir. Dış siyasette meydana gelen gelişmelerde Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğinin alınmış olması, iktidarın başarısı olarak sunulmuş olduğu görülmektedir

Yazarın, hükümetin bir başarısı olarak överek anlattığı olaylardan biri de üniversitelere ilişkin yapılan düzenlemelerdir. Yapılan bu düzenlemelerle üniversitelerde öğretim üyeliği yapanların aktif siyasetle ilgilenmeleri engellenmektedir. Böyle bir düzenlemeye neden bu dönemde ihtiyaç duyulduğu hususuna pek girilmeden iktidarı eleştiren öğretim üyelerinin baskı altında tutulmak istendiği anlaşılmaktadır. Üniversitelerin özerkliğinin sağlanmaya çalışılmak istendiği ifade edilmesine rağmen, aslında siyasal çoğulculuk engellenmiştir. Zira bazı profesörlerin siyasi görüşlerinden hareketle üniversitelerden ayrılmaları gerekmiştir.

Türkiye'nin NATO'ya girmesi ve bunun arkasında yer alan hususlar da ilerleyen bölümlerde ele alınmıştır. NATO'ya girdikten sonra Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerde de birtakım değişiklikler meydana gelmiş, özellikle Stalin tarafından açıkça yapılan toprak talepleri de bu gelişmeler sonucunda geri alınmıştır. Mısır'daki gergin durum nedeniyle İngiliz-Mısır ilişkilerinde Türkiye'nin oynadığı rol de bu bölümde ortaya konmaktadır.

İktidarla muhalefet arasındaki gergin durum seçimlerin yaklaşmasıyla daha da gergin hale gelmiştir. Muhalefetin büyük umutlarla beklediği, seçim sonuçlarının açıklanmasıyla hüsrana uğradığı, iktidarın da rahat bir nefes aldığı 1954 seçimlerine ilişkin istatistiki bilgiler verilmektedir. Seçimde büyük bir başarı elde eden DP yeni bir dönem için kolları sıvamış, yeni bir kabine ve yeni kanunlarla halkın kendine olan güvenine cevap vermeye çalışmıştır.

Seçimlerden sonraki dönemde liderlerin gerek mecliste, gerek basında yer alan konuşmalarında gerginliği yeniden tırmandırdıkları, zabıtlardan ve basından aynen alınmak suretiyle anlatılmaktadır. Bir süre sonra her iki liderin itidalli konuşmalarıyla gerginliğin yerini bir bahar havası almıştır. Yazarın ikinci bahar havası olarak belirttiği bu döneme ait konuşmalar da aynı şekilde okuyucuya sunulmaktadır.

İktidar-muhalefet arasında cereyan eden konuşmalar ve tartışmalar hiçbir zaman sürekli iyi veya sürekli kötü olmamış, mahalli seçimlerin yaklaşması nedeniyle iyi giden durum tersine dönmüştür. Bu gerginlik döneminde sadece liderlerin değil, partinin diğer mensuplarının da gerginliği tırmandıran konuşmalar yaptıkları görülmektedir.

Dönemin en önemli olaylarından birisi de şüphesiz 6-7 EYLÜL Olayları'dır. Selanik'te Atatürk'ün evinin yakınına konan bombanın patlaması, zaten gergin olan Türk-Yunan ilişkilerinin kopmasına neden olmuştur. Bununla birlikte İstanbul'da bir grubun Selanik'teki olayların provokasyonuyla gösteri yapması ve olay çıkarması hükümeti zor duruma düşürmüştür. Ancak bu olayların çıkarılmasında hükümetin parmağı olduğu şeklindeki iddialar yazar tarafından bazı deliller gösterilmek suretiyle çürütülmektedir. Olaylar sadece İstanbul'u sarsmamış, hükümette de birtakım değişikliklere neden olmuştur.

Yazar DP'nin iç çatışmalarını da açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yaptığı değerlendirmelerde objektif olduğu görülmektedir. Partinin gelişmesi ve hakim bir konuma gelmesiyle parti içinde lidere tâbi olma yerine parti içi muhalefetin arttığı yapılan değerlendirmelerden anlaşılmaktadır. Disiplinli parti yapısında olan DP, parti içi muhalefete tahammül gösterememiş ve partiden kopmalar yaşanmıştır. Yazarın ifadesiyle, bu kopmalar partiyi zayıflatmamış, aksine daha da güçlendirmiştir. Kopmalar sonucunda yeni partilerin kurulması kaçınılmazdır. Nitekim DP'den kopanların büyük bir kısmının yeni parti kurdukları, kalanların ise zaman içinde bu partilere katıldıkları ifade edilmektedir.

Parti içindeki bu huzursuzlukların ihtilale kadar da devam ettiği yazar tarafından geniş şekilde ele alınmaktadır. Bu yönüyle bakıldığında, Cumhuriyet döneminde kurulan her partinin yapısının aşağı yukarı aynı olduğu gerçeğinden hareketle her siyasi partinin kendisine önemli dersler çıkarması gereken değerlendirmeler bulunmaktadır.
İhtilalin ayak seslerinin duyulmaya başlandığı dönemde ihtilali engelleyecek tedbirlerin alınmaması, birçok olayın gerçekleşmesi ve nihayetinde ihtilalin yapılmasını farklı bir pencereden ele alan yazar, ihtilalin kendisinde bıraktığı olumsuz etkileri de geniş bir şekilde açıklamaktadır. İhtilal öncesi yaşananların iktidar tarafından neden iyi değerlendirilemediğini, iktidarda olmalarına rağmen bazı bakan ve milletvekillerinin askerlerle olan ilişkilerini eleştirel bir gözle ortaya koymaktadır. İhtilalden sonrasını ise tam bir kabus olarak açıklamakta, çok büyük haksızlıklara uğranıldığını, davranışların insani olmaktan uzak olduğunu, bunun da DP için eziyet anlamına geldiğini açıkça ifade etmektedir.

Kitabın tamamı ele alındığında, uzun bir ömrün küçük bir kısmı olmasına rağmen 1950-1960 yılları arasında geçen on yılın çok önemli olaylarını yaşamış olmanın verdiği yorgunluk kendini göstermektedir. Kendi bakış açısından on yıllık dönemi okuyucuya sunmaya çalışırken zaman zaman objektif değerlendirmeler yapıldığı da görülmektedir. Zira kendisi de bu on yılın sonunda birçok acıya göğüs germek zorunda kalmıştır. Kitabın, taraflı tarafsız yazılıp yazılmadığına bakılmadan, o döneme ait çok az eser bulunması nedeniyle, yakın tarih konusuna ilgi duyanların mutlaka okuması gereken bir eser olduğu değerlendirilmektedir.

ECBanner bloggping TurkeyRank.Com - Pagerank Servisi pagerankonline.de - Pagerank Anzeige ohne Toolbar On our way to 1,000,000 rss feeds - millionrss.com
Seo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks
Bu sitedeki yazılar telif hakkları göz önüne alınarak yayınlanmaktadır. Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR. yayınlanan bu makale ve eserlerin hak sahipleri herhangibir nedenle telif hakkı idda ederlerse ve bizce uygun görülmesi halinde (gerçeklik esası olması dahilinde) bize lütfen mail atsınlar (ozkan@mail.nu) en kısa sürede eserleriniz sitemizden kaldırlır. © 2008 www.odeveson.blogspot.com