******************************************************************************************************************************************
Bu Sitedeki Tüm Yazılar Ücretsizdir. Sadece Sizden İstediğimiz "Allah Bu Siteyi Hazırlayandan Razı Olsun" Amin... Demenizdir.
************************************************************************************************************************************ www.odeveson.blogspot.com adresindeki yazı ve makalelerin Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR.
20 Mart 2009 Cuma Gönderen admin 0 yorum
Japonca/Türkçe Cümle Örnekleri

Konnichi wa!
Merhaba! / Iyi günler!

Ohayoo gozaimasu!
Günaydın!

Konban wa!
İyi akşamlar!

Oyasumi nasai!
İyi geceler!

Hisashiburi desu ne.
Ne zamandır görüşmedik, değil mi?

Gokigen ikaga desu ka?, Ogenki desu ka?
Nasılsınız?, İyi misiniz?

Okagesama de. / Genki desu, arigatoo.
İyiyim, teşekkür ederim.

Totemo genki desu.
Çok iyiyim.

Doo, genki?
Ne var, ne yok?

Maa maa desu.
Eh, şöyle böyle.

Waruku wa arimasen.
Fena değilim.

Anata no namae wa nan desu ka?
Adınız nedir?

Anata no namae o oshiete kudasai?
Adınızı öğrenebilir miyim?

Watashi no namae wa ... desu.
Benim adım ...'-dır.



Myooji wa...
Soyadım...

Watashi wa ... desu.
Ben ...-yım.

Hajimemashite. (Omeni kakarete kooei desu.)
Memnun oldum.

Kochira wa ... San desu.
Bu ... Bey / Hanım.

Doozoyoroshiku.
Tanıştığımıza memnun oldum.

Anata wa nan sai (o-ikutsu) desu ka?
Kaç yaşındasınız?

Watashi wa ... sai desu.
... yaşındayım.

Anata wa ryokoosha desu ka?
Siz turist misiniz?

Watashi wa izen kara anata o shitte imasu.
Ben sizi önceden tanıyorum.

Jikan wa arimasu ka?
Zamanınız var mı?

Kyoo wa ohima desu ka?
Bugün boş musunuz?

Watashi to issho ni shashin totte kudasai.
Benimle beraber fotoğraf çektirir misiniz?

Yuushoku o issho ni tabemashoo.
Akşam yemeğini beraber yiyelim.

O-nozomi naraba, tomodachi mo tsurete kite kudasai.
İsterseniz, arkadaşınızı da getirin.

Eigakan ni kimashoo ka?
Sinemaya gidelim mi?



Asu shigoto wa arimasu ka?
Yarın işiniz var mı?

Aimashoo ka?
Buluşalım mı?

Watashi to issho ni ite tanoshii desu ka?
Benimle birlikte bulunmaktan memnun musunuz?

Tonoshinde masu ka?
Eğleniyor musunuz?

Chikai uchi ni moo ichido aimashoo.
En kısa zamanda yeniden görüşelim.

Watashi o wasurenai de.
Beni unutmayın.

Anata o koko de machimashoo.
Seni burada bekleyeceğim.

Totemo tanoshii toki o sugoshimashita.
Çok güzel vakit geçirdim.

Anata wa Nihon-jin desu ka?
Siz Japon musunuz?

Hai, watashi wa Nihon-jin desu.
Evet, ben Japon'um.

Watashi wa Toruko-jin desu.
Ben Türk'üm.

İtsu Toruko ni kimashita ka?
Türkiye'ye ne zaman geldiniz?

Senshuu kimashita.
Geçen hafta geldim.

Anata wa ryokoosha desu ka?
Siz turist misiniz?

Toruko o donoyooni mite imasu ka?
Türkiye'yi nasıl buluyorsunuz?



İma made ni atta hito minna ga watashi ni onaji koto o kikimashita.
Şimdiye kadar karşılaştığım herkes bana aynı soruyu sordu.

Demo watashi wa hakkiri kotaemasen deshita.
Fakat ben tam cevap vermedim.

Nazenara watashi wa mada Toruko o yoku shira nai kara.
Çünkü ben daha Türkiye'yi iyi bilmiyorum.

Toruko ni itsu kita no desu ka?
Türkiye'ye ne zaman geldin?

Toruko no dono machi ni ikimashita ka?
Türkiye'nin hangi şehirlerine gittiniz?

İstanbul kara mattaku hanaremasen deshita.
İstanbul'dan hiç ayrılmadım.

Toruko de kurasu-koto wa muzukashii desu ka?
Türkiye'de yaşamak zor mu?

Muzukashii-koto mo arimasu, kantan na koto mo arimasu.
Zorluğu da var, kolaylığı da.

Watashi ga koko de mitsuketa saikoo no mono wa hitobito no hirakareta
kokoro desu.
Benim burada bulduğum en güzel şey insanların açık yürekliliğidir.

Watashi-tachi Toruko-jin wa, gaikoku kara kita o-kyaku-sama ga dai-suki
desu.
Biz Türkler dışarıdan gelmiş misafirleri çok severiz.

Sono toori desu, demo watashi no yiitakatta koto wa, tada sore dake ja
arimasen.
Evet öyle, ama benim söylemek istediğim şey sadece bu değil.

Kore kara setsumei suru rei wa Nihon-jin ni kanshite desu.
Şimdi anlatacağım örnek, Japonlar'a aittir.

Nihon ni kita naraba, tomaru hoteru, ryoogae o suru ginkoo, shokuji o suru
resutoran wa, subete anata ni kanpeki na saavisu o teikyoo shimasu.
Japonya'ya gelirsen, kalacağın oteller, kambio yapacağın bankalar, yemek
yiyeceğin lokantalar, hepsi sana tam hizmet verirler.



Anata o okoraseru koto wa, kitto hon no wazuka deshoo.
Seni kızdıracak şeyler belki çok az.

Demo Nihon niwa, gaikoku-jin ni shaisho ni yuujoo o shimesu hito wa imasen
yo.
Fakat Japonya'da yabancıya öncelikle arkadaşlık gösterecek hiç kimse
yoktur.

Koko niwa Nihon o homeru hito ga takusan imasu.
Burada Japonya'yı öven çok kişi var.

Shikashi, Nihon no hontoo no kao o shitte iru hito wa wazuka desu.
Fakat Japonya'nın iç yüzünü bilen kişi azdır.

Sonna koto o yitte, anata ni hara o tateru Nihon-jin wa inai no desu ka?
Böyle söylediğinde sana kızan Japon yok mu?

Gokigen ikaga desu ka?
Nasılsınız?

Ogenki desu ka?
İyi misiniz?

Arigatoo, totemo genki desu.
Teşekkür ederim, çok iyiyim.

Arigatoo, aikawarazu desu.
Teşekkürler, her zamanki gibi. (bildğin gibi.)

Waruku wa arimasen.
Fena değilim.

Sonnoni yoku arimasen.
Pek iyi değilim.

Sukoshi tsukarete imasu.
Biraz yorgunum.

Watashi wa byooki desu.
Hastayım.

Doo shita no desu ka? Donna shoojoo desu ka?
Ne oldu? Neyiniz var?



Atama ga itamimasu.
Başım ağrıyor.

Odaiji ni.
Geç­miş olsun.

Mochiron
Tabii.

ii desu yo.
Tamam. (oldu.)

Yoroshii.
Iyi

Kanoo desu. (Ariemasu.)
Olabilir.

Hai, kekkoo desu.
Evet, olur.

Hai, soo desu.
Evet, öyle.

İie, dame desu.
Hayır, olmaz.

iie, soo dewa arimasen.
Hayır, öyle değil.

Fukanoo desu. (Ariemasen.)
İ­mkânsız.

Nihon-go ga dekimasu ka?
Japonca biliyor musunuz?

Hai, dekimasu.
Evet, konuşurum.

iie, dekimasen.
Hayır konuşamam.

Wakarimasu ka?
Anlıyor musunuz?



Hai, wakarimasu.
Evet, anlıyorum.

iie, wakarimasen.
Hayır, anlamıyorum.

Ossheru koto ga wakarimasen.
Söylediğinizi anlamıyorum.

Motto yukkuri hanashite kudasai.
Daha yavaş konuşun lütfen.

Moo ichido itte kudasai.
Bir daha söyleyin lütfen.

Koko ni kaite kudasai.
Buraya yazınız lütfen.

Watashi wa Nihon-go ga joozu desu.
İyi Japonca konuşamam.

Nihon-go hanaseru hito wa imasen ka?
Japonca konuşabilen biri yok mu?

Kore wa nan to iuu imi desu ka?
Bu ne demektir? (Bunun anlamı nedir?)

Özür - Chinsha

Sumimasen.
Affedersiniz.

Gomen nasai. / shitsurei shimasu.
Özür dilerim.

Okurete gomennasai.
Özür dilerim, geç kaldım.

Ojama deshoo ka?
Rahatsız ediyor muyum?

Ojama shimashita. (shitsurei shimashita.)
Rahatsız ettim.



Osewa ni narimashita.
Size zahmet oldu.

Okamai naku.
Zahmet etmeyin.

Tondemo arimasen.
Rica ederim.

Kamaimasen.
Farketmez. (Sorun değil.)

Ki ni shinaide kudasai.
Aldırmayın. (Boş verin.)

Teşekkür - Kansha

Doomo.
Sağol.

Arigatoo.
Sağ ol. / Teşekkürler.

Doomo arigatoo.
Çok sağol. (teklifsizce)

Arigatoo gozaimasu.
Sağ olun. / Teşekkür ederim.

Doomo arigatoo gozaimasu.
Çok teşekkür ederim.

Doomo arigatoo gozaimashita.
Çok teşekkür ettim. ("çok teşekkür ederim"in daha kibar şekli)

Goshinsetsu ni arigatoo.
İlginize teşekkür ederim.

Taihen osewa ni narimashita.
Çok yardımcı oldunuz.

Doo itashimashite.
Bir şey değil.



Anata o aishite imasu.
Seni seviyorum.

Anata ga suki desu.
Senden hoşlanıyorum.

Anata-nashi dewa ikiraremasen.
Anata-nashi dewa ikiru koto ga dekimasen.
Sensiz yaşayamam.



Anata to wakareraremasen.
Anata to wakareru koto ga dekimasen.
Senden ayrılamam.

Ikanai de, aisuru hito yo!
Gitme, sevgilim!

Anata o nikumu yatsu nanka shinjimae.
Seni sevmeyen ölsün.

Vedalaşmak - Wakareru

Sayoonara!
Güle güle / Allah'a ısmarladık / Hoşçakalın.

Sore ja.
Hoşçakal. (teklifsizce, dostça)

Jaa ne.
Hadi, eyvallah. (gençler arasında)

Mata aimashoo.
Görüşürüz. / Yine görüşelim.

Mate ne.
Yine görüşelim.

Dewa mata.
Görüşmek üzere.

Okarada ni ki otsukete.
Kendinize dikkat edin.



İtterasshai! / İtterasshaimase!
İyi yolculuklar!



Yoroshiku otsutae kudasai.
Selam söyleyin.

... ni yoroshiku.
...'-e selam söyle.

Kashikomarimashita. / shochi shimashita.
Baş üstüne.

Üzüntü - Okuyami

Zannen desu.
Ne yazık. / Maalesef.

Odaiji ni.
Geçmiş olsun.

Okuyami o mooshi agemasu.
Başınız sağ olsun.

Gomeifuku o oinori itashimasu.
Allah rahmet eylesin.
Gönderen admin 0 yorum
Alan Ve Alan ÖlÇÜleri Kavrami

ALAN VE ALAN ÖLÇÜLERI KAVRAMI
a)Alan ölçüsü neye denir?:Bir kenar uzunlugu 1 m olan karenin alanina metrekare denir.Bu m2 ile gösterilir.
b)Alan ölçüleri birimi nedir?
Alan m2 ile ölçüldügü için alan ölçüsü birimi m2 dir.Asagidaki sekli inceleyiniz.
A B
1 1 m2
C 1 m D
c)Metrekarenin askatlari:Metrekareye karsilik gelen yüzeylerden daha küçük yüzeyleri ölçmek için,metrekare birimlerinden küçük birimlere ihtiyaç vardir.Bu ölçü birimlerine ,metrekarenin askatlari denir.
1)Desimetrekare:Kenar uzunlugu 1 dm olan yüzeyin ölçüsüne denir.
1 m =10 dm ise 1 m2 =100 dm2 dir.
2)Santimetrekare: Kenar uzunlugu 1 cm olan yüzeyin ölçüsüne denir.”cm2” ile gösterilir.
1 m =100 cm ise 1 m2 =10000 cm2 dir.
3)Milimetrekare: Kenar uzunlugu 1 mm olan yüzeyin ölçüsüne denir.”mm2” ile gösterilir.
1 m =1000 mm ise 1 m2 =10000 mm2 dir.
d)Metrekarenin katlari:Metrekare ile ölçülmesi zor olan büyük yüzeyleri ölçmek için bu birimlerden büyük birimlere ihtiyaç duyulmustur.Bu ölçü birimlerine metrekarenin katlari denir.
1)Dekametrekare: Kenar uzunlugu bir dekametre olan kare yüzeyinin ölçüsüne denir.”dam2” ile gösterilir.
1 dam2 =100 m2 dir.
2)Hektometrekare: Kenar uzunlugu bir hektometre olan kare yüzeyinin ölçüsüne denir.”hm2” ile gösterilir.
1 hm2 =10000 m2 dir.
3)Kilometrekare: Kenar uzunlugu bir kilometre olan kare yüzeyinin ölçüsüne denir.”km2” ile gösterilir.
1 km2 =1000000 m2 dir.
e)Alan ölçülerinin birbirlerine çevrilmesi:Bir alan ölçüsüyle verilmis olan büyüklügü,bir küçük ölçü birimiyle ifade etmek için verilen sayi 100 ile çarpilir. Bir alan ölçüsüyle verilmis olan büyüklügü,bir büyük ölçü birimiyle ifade etmek için verilen sayi 100 ile bölünür.
Örnek:65 km2 nin kaç hm2 , dam2 , m2 oldugunu gösteriniz.
65km2 =6500 hm2 =650000 dam2 =65000000m2 ‘...
Gönderen admin 0 yorum
Envanter Kontrol Sistemi

İşletmelerin kar maksimizasyonu amacıyla yaptığı maliyet düşürme çalışmalarında envanter yatırımlarını minimize etmek için envanter kontrol sistemleri uygulanır. Toplam maliyetin azaltılması çabaları, özelikle çok büyük miktarda harcamanın yapıldığı envanter yatırımının azaltılması konularında yoğunlaşmaktadır. Ürün stokları ve buna bağlı olarakta ara stokların azalması, Envanter Kontrol çalışmalarının etkinliğiyle orantılı olarak gerçekleşmektedir. Envanter kontrol çalışmaları müşteriye verilen hizmetin iyileştirilmesi, envantere yapılan yatırımların azalması, teslimlerin zamanında ve beklemeden veya malın işletmede en kısa süre bekliyecek şekilde yapılması, işletmeye ait alanların daha etkin ve verimli kullanılması amaçlarına hizmet eder.

Envanter kontrol tekniğinin seçiminde, bazen yönetilecek malzemenin özelliğine bakılır. Eğer parça altmontaj, bileşen, veya son üründe kullanılmıyorsa buna bağımsız malzeme denir. Bağımsız malzemeler aynı zamanda yedek parça olarak da kullanılabilir. Ne zaman ki parça son ürüne alt montaj veya bileşen olursa, bağımlı malzeme olarak planlanan ihtiyaçların hesabına girer. Envanter kontrol olarak MİP uygulaması genelde bağımlı malzemelere sahip parçalarda uygulanır, akademik terminolojide de bu şekilde olmasına rağmen her iki türünde uygulanabildiği hale getirilmesi gerekir.Envanter kontrol tekniği seçiminde gözönüne alınan bir başka faktör de kalemlerin maruz kaldığı talep karakteristikleridir. Sipariş miktarlarına dayanan envanter kontrol teknikleri genelde talebin düzgün dağıldığı durumlarda uygulanır. Kesikli dağılımda ise MİP sistemi uygulanır.


Envanter kontrol sistemleri , ne zaman ve ne kadar sipariş verilmesi gerektiği gibi iki önemli soruyla ilgilenir.Bu sorunun net olarak cevaplandırılması için şu şartların sağlanması gerekir.
1-) Yeterli mal veya hizmetin kullanışlı olmasını garanti etmesi,
2-) Fazla miktarı mümkün olduğunca hızlı ve az kalemde oynayarak tanımlaması,
3-) Yönetime tam öz ve zamanında raporlar hazırlaması,
4-) İlk üç görevi mümkün olduğunca düşük maliyette tamamlaması,
5-) Talep tahminlerinin, tahmin hatalarının davranışlarının geliştirilmesi,
6-) Envanter model seçimi,
7-) Envanter maliyetlerinin ölçümü,
8-) Kalemler için kayıt ve muhasebe metodları,
9-) Tesellüm,depolama ve çıkış metodları,
10-) Rapor istisnaları için bilgi prosedürleri bulunmalıdır.
Pek çok envanter kontrol sistemi olmasına karşın bunları beş kısıma ayırabiliz.
-Sürekli envanter sistemi
-İki aşamalı envanter sistemi
-Tekrarlı (periyodik) envanter sistemi
-Gözlemsel envanter sistemi
-Malzeme ihtiyaç planlaması



1.1 Sürekli Envanter Sistemi

Bu sistemde stok , yeniden sipariş seviyesine veya altına düştüğünde ekonomik sipariş seviyesine eşit miktarda bir sipariş gönderilir.Bu envanter sisteminin avantajları sipariş miktarının verimli ve anlamlı, pahalı kalemlerin mükemmel kontrolu , yavaş hareket eden kalemlere daha az dikkat gösterilmesi , parametre değişmeleri ve tahminde duyarsızlık olmasıdır.Güvenlik stokları sadece teslim zamanı süresinde olabilecek dalgalanmaları emmek içindir. Yeniden sipariş miktarının ve güvenlik stoklarının yıllara göre değişmemesi, iletişimdeki gecikmeler, kalem sayısının yüksek olması halinde aşırı taşıma maliyetlerinin meydana gelmesi sistemin zayıf yönleridir. Bu sistemde günlük kayıtlar ,malzeme teslimi ve gönderilmesi için envanter katibine ihtiyaç vardır.

Şekil 1‘de görüldüğü üzere zamana göre envanter seviyesi kullanılır talebi belirtilmektedir. B noktası yeniden sipariş noktasını , AC miktarı yeniden sipariş miktarını,DE, FG, HI teslim sürelerini, DF ve FH siparişler arasındaki kullanılabilir zamanı göstermektedir.
Gönderen admin 0 yorum
Finansın Genel Tanımı

FİNANS : İhtiyaç duyulan fonların uygun şartlarda sağlanması ve etkin bir şekilde kullanılmasıyla ilgili faaliyetlerdir.
FON : Finansmanın en genel aracıdır,nakit,vadesiz mevduat,nakde çevrilerbilir değerler ve gerektiğinde para gibi görev yapabilecek çeşitli unsurları kapsar.
3 Adet Finans Yönetimi Yaklaşımı:
1)Yalnız nakit parayla ilgilenir. >>Niteliği çok geniş kapsamlı
2)İşletmede kullanılan fonların sağlanması ve idare edilmesidir.
3)Finansal Yönetim,işletmenin tüm yönetiminin bölünmez bir parçasıdır. 1

Finans ve Finansal Yönetim
Diğer disiplinler île kıyaslandığında modern finans kısa bir tarihe sahiptir ve 1950 lerde önem kazanmaya başlamıştır. 1950 ' lerden itibaren finans esas itibariyle finansal piyasalara ilişkin faaliyetlerde doğan özel bir sorunlar gurubu ü/erinde yoğunlaşan ayrı bir disiplin olarak iktisattan ayrılmış ve gelişmeye başlamıştır.
Hsas itibariyle iki tür piyasa vardır; finansal piyasalar ve reci mal piyasaları.Reel varlık alım, buğday gibi fiziki varlığı ulan bir maldır. Finansal varlık ise, tahvil gibi nakil ödemeleri seklinde müstakbel yararlar vadeden bir maldır. Finansal piyasalar, fi-nansal varlıkların alıp satıldığı piyasalardır. Menkul kıymet borsaları pay senetlerinin alınıp satıldığı finansal piyasaların bir örneğidir. ;

Finansın diğer disiplinler ile, örneğin iktisat ve muhasebe ile çok yakın bağları vardır. Örneğin iktisat, emek ve sermaye gibi kıt kaynaklara tahsisine ilişkin genel sorun ile ilgilenirken fınans yalnızca iktisadın özel bir alanını oluşturan kıt finansal kaynakların tahsisi ile uğraşır. Finansal yöneticinin karşılaştığı kararlar firmanın muhasebe sisteminin sağlaması gereken bilgiyi gerektirir. Ancak, bilgi her /aman uygun biçimde değildir ve bu nedenle finansal yönelici muhasebecinin verdiği raporları yoriiinlayabilmelidir.
Gönderen admin 0 yorum
Anaokulu ve İlkokul Çağı Özellikleri





İlginin kendi üzerinde toplandığı bir ev ortamından okul ortamından okul ortamına geçiş ve çok sayıda insanla ilişki kurma her çocuğun bir bocalama dönemine girmesine neden olmaktadır.
ANAOKULU: Fazla yorulurlar, sık sık dinlenme ihtiyacı içinde bulunmaktadırlar. Uyku Süresi 12 saat gece, 2 saat gündüzdür. Bu devrede sağ sol elini kavramıştır.(sol eli kullanan bir çocuğa sağ eli kullanma zorunda bırakılırsa çocukta sinirlilik, kendini suçlu hissetme bazen de kekemelik gibi uyum sorunları olur.) 3-6 yaş çocuğu soru sormaktan çok hoşlanırlar. Bu devrede merak ve hayal gücü zirvededir. Bu hayal gücünü sorularda kullanır. Bizim yapacağımız: Bu durumunu resimde, oyunda hikayede kullanabiliriz. Bu devrede kıskançlık duyguları oldukça yaygın görülmektedir. Çünkü bu devrede ilgi şefkat, beğeni çocuklar için çok önemlidir. Buna bağlı olarak çocukta ilgi çekme, kapris yapma eğilimi artmaktadır. Sınıf içerisinde öğretmen çocukla ilgilenmezse kendi Çok değersiz hisseder ve duygusal sorunlar yaşamaya başlar. Bu yaşlarda çocuğun saldırgan davranışlarını denetleyebilmeyi öğrenebilmesi için yasak olan şeylerin gerisindeki nedenler ona aklının erebileceği bir biçimde açıklanmalı ikna edilmeye çalışılmalıdır. Yine bu sorunları halledebilmek için oyun terapisi yapılabilir.
İLKOKUL : 9-10 Yaşlarında çocukların vücut kimyası değişmektedir. Kızlarda ilkokulun son yıllarında ani bir boy artışı görülür. Erkek çocuklarda ortaokulun sonlarında boy artışı görülür. Bu devrede oyunda başarılı olamayan çocuklar gurup dışı edilirler. Kızlarda bir tepki olmaz . Bu nedenle erkek çocuklara dikkat edelim. Oyunlara katılmalarını sağlayalım. Bu devrede çok hareketlidirler. Bu ataklık ve hareketlilik bir çok kazaları beraberinde getirmektedir. Çocuk hastalıklarının çoğu ilkokul 1. Sınıf devresinde artar. 2. Sınıfa doğru yavaş yavaş direnci artmaya başlamaktadır. İlkokul devresinde beden ergenlik öncesinin ani boy artışı ve ergenlik çağının cinsel büyümesi için enerji depolar. Bu zamanlarda eklemlerin hala yumuşak oluşu nedeniyle dik oturma ve iyi yürüme alışkanlıklarının kazandırılması gerekmektedir.
Zihinsel Özellikleri: öğrenmeye heveslidir. Konuşmaktan ve sorulara cevap vermekten çok hoşlanırlar. İlkokul çocuğu çok konuşmayı sevdiği kadar iyi bir dinleyici değildir. Öğretmen bu alışkanlığı kazandırmalıdır. Yine bu devrede mantıkî bir düşünceden yoksundur. İlkokula yeni gelen çocuklar hayvan masallarından , çocuk- hayvan dostluklarını içeren hikayelerden hoşlanırken, ilkokulun ortalarında kahraman çocuk serüvenlerinden daha sonra yiğitlikten bahseden konulardan hoşlanırlar. Çocuk kendini kahraman yerine koyarak dinler. Bu devrede biz edebiyat derslerinde kitap tartışma oturumları düzenleyebiliriz. Bu da eleştirme ve beğeni yeteneğinin gelişmesini sağlar. Sosyal Özellikleri: Öğretmenin beğenisini her şeyin üzerinde tutarlar. Onlara dikkat etmek gerekir. Bazen bir aferin çocuğun kendi saygınlığını kazanmasına yol açar. Bu dönemde sık sık kızlar ve erkekler kendi gurupları içinde karşı cinsten olan arkadaşlarına itici ve aşağılayıcı sözler söylerler. Bu nedenden dolayı aynı sıraya oturtturmak faydasızdır.
Duygusal Özellikleri : öğretmenin sıcak ilgisi , eğlenip oynayacak ortamın varlığı çocuğun kısa bir süre içinde gevşeyip rahatlamasına yardım eder.
Gönderen admin 0 yorum
Rusça-Türkçe Hazır Cümleler


Bunlarda benden olsun

rusça türkçe günlük konuşmaları aşağıya sadece okunuşlarını veriyorum.
isterseniz yazılışlarınıda veririm ama hiç bilmiyen bu şekilde öğrenemez şimdiden söyleyeyim.

bu verdiklerimi de ezberliyerek konuşabilirsiniz sadece.
kesme işareti ile ayırdığım yerler de tonlamalar var onları belirtmek için koydum

bir
Spasi’ba deseniz yeterli umarım işinize yarar.

Bunu istiyorum Ya vot e’ta haçu’
Lütfen bana şunu gösterin Pakaji’te mnye e’ta paja’lısta
Bu ne kadar tutar? Sko’lka e’ta sto’it?
O pahalıdır E’ta do’raga
Daha iyi bir şey var mıdır? Yest şto nibu’d palu’çşe?
Bu benim için azdır Eta mnye malo
Bu bana uzun gelir Eta dlya minya dli’nnaye
Bu bana dar gelir Eta dilya minya malenkıye
Bu bana boldur Eta dlya minya şiro’kaye
Bunun rengi çok açıktır Kra’ski o’çin ya’rkiye
Bunun rengi çok koyudur Kra’ski o’çin tö’mnıye
Biraz daha koyusunu rica ediyorum Ya haçu’ temnee’ paja’lısta
Lütfen paketleyiniz Upaku’yte ve’şi paja’lısta

Günlük Konuşmalar

Günaydın do’bra u’tra
Merhaba zdra'vstvuyte
İyi günler do’brıy den
İyi akşamlar do’brıy ve’çer
İyi geceler do’broy no’çi
Teşekkür ederim spasi’ba
Allahaısmarladık. da sivida’niya
Güle güle paka
Geliniz prihadi’te
Çabuk geliniz prihadi’te bı’ystra
Oturunuz sadi’tes
Bilmiyorum ya ne zna’yu
Anlamıyorum ya ne panima’yu
Lütfen yavaş konuşunuz gavari’te medle’nnee
Lütfen tekrar ediniz pavtari’te paja’lusta
Ben yabancıyım / Ben Türküm ya inastra’nets / ya tu’rak
Benim adım...............dır. minya’ zavu’t
Acıktım ya haçu’ yest
Sanırım öğle ya tak du’mayu
Belki mo’jet bıt
Bu nedir? şto e’ta
Bunu bana gösteriniz pakaji’te mnye e’ta
Ne kadar tutuyor? sko’lka e’ta stoyt?
......................nerededir? gdye?
Şu anda nerede bulunuyorum? gdye ya nahaju’s ?
................nerede bulunuyor? gdye naho’ditsya?
Bana yol gösteriniz. Pakaji’te mnye etu’ daro’gu
Beni..........ye kadar götürünüz davedi’te mnye do ...
Doğru, düz prya’ma
Sağa napra’va
Sola nale’va
Yavaş me’dlenna
Hızlı bı’ystra
Lütfen yavaş sürünüz yezja’yte me’dlenna
Yol ağzı perekriyo’stak
Durunuz astanavi’tes
Durdurunuz astanavi’te
Tehlike apa’snıst
Viraj pavaro’t
Park yasak staya’nka maşi’n zaprişina’
TANIŞMA, SELAMLAŞMA


Merhaba, Benim adım................dır. zdravstvu'yte minya’ zavu’t
Sizi tanıştırayım paznako’mtes paja’lusta /
Eşim,..................... maya’ jina’
Kızım.................... maya doç
Oğlum.................. moy sın
Dostumu size takdim edeyim ya predsta’vliyu vam svayivo’ dru’ga
Biz tanışıyoruz mıy uje’ zına’yem drug dru’ga
Nasılsınız? kak vıy pajiva’yete?
Teşekkür ederim iyiyim. Siz nasılsınız? spasi’ba vse haraşo’ , a kak vaşi’ dila’?
Nerelisiniz? atku’da vıy/
Nereden geliyorsunuz? atku’da vıy priye’hali ?
Eşiniz ne iş yapıyor? kem rabo’tayet va’şa jina’ ?
Ben doktorum/mühendisim/öğretmenim ya vıra’ç / ya injine’r / ya uçi’tel
Tanıştığımıza çok memnun oldum mnye o’çin priya’tna sı va’mi paznako’mitsiya
Ben de tanıştığımıza çok memnun oldum mnye to’je o’çin priya’tna
Bay gaspadi’n
Bayan (evli) gaspaja
Bayan (Bekar) gaspaja’
Arkadaş drug





Bana iyi bir otel tavsiye eder misiniz? Pasave’tuyete mnye paja’lısta haro’şuyu gasti’nitsu
Bir oda rica ediyorum Paja’lısta adin nomer
Tek yataklı oda istiyorum Mnye paja’lısta adname’stnıy no’mer
İki yataklı oda istiyo’rum Mnye paja’lısta dvuhme’stnıy no’mer
Öğle yemeği saat kaçta? Va sko’lka abe’d?
Akşam yemeği saat kaçta? Va sko’lka u’jin?
Beni saat …... de uyandırınız Razbudi’te paja’lısta minya' fı
Ben yarın yola çıkıyorum Za’vtra ya uyezja’yu
Mutfak Ku’hniya
Banyo Va’nna
Yemek listesini rica ediyorum Prinesi’te menyu’ paja’lısta
Sığır etiGavya’dina
Yumurta ya’ytsa
Omlet Amle’t
Salata Salat
Balık Rı’yba

Et Myas
Kızartma Ja’renye
Dana Tilyo’nak

Kuzu Yagnö’nak
Piliç Ku’ritsa

Sebze O’vaşi
Meyve Fru’ktıy

Patates Karto’şka

Fasulye Faso’l
Mercimek Çiçevi’tsa
Tuz Sol
Biber Pe’rits
Elma Ya’blaka
Armut Gru’şa
Erik Sli’va
Kayısı A’brikas
Şeftali Pe’rsik
Üzüm Vinagra’d
İncir İnji’r
Komposto Ko’mpat
Şeker Sa’har
Süt Mılako’
Yoğurt Yo’gırt
Tereyağı Sli’vaçnıye ma’sla

Çay Çay

Kahve Ko’fe

Şarap Vino’

Bira Pi’va

Likör Likyö’r

Konyak Kanya’k
Viski Viski’
Rakı Rakı’
Bana şehri gezdir misiniz? Vıy magli’ bı mnye pakaza’t go’rad?
Bar var mıdır? Yest li bar?
Yarın sizi bekleyeceğim Ya vas padajdu’ za’vtra
Benimle dansa gelmek ister misiniz? Vıy hati’te payti sa mnoy na ta'nsıy?


DOKTOR

Hastayım Ya bale’yu
Nerede bir doktor bulabilirim? Gdye mo’jna nayti’ vraça’?
Dişim ağrıyor U minya balya't zu’bıy
Diş doktoru nerededir? Gdye zubno’y vraç?
Hastane Balni'tsa

Eczane Apte'ka

Baş Galava'
Göz Glaz
Kulak U'ha
Boğaz Go'rla

Burun Nos
Ağız Rot
Sırt Spina'
Kalp Se’rdtse
Ayak, bacak Na’ga

El, kol Ruka’
Parmak pa’lets
Tırnak no’gat

Mide Jelu'dak
Boyun Şe’ya
Kaş Brov
Göğüs Grud

Kaburga Ribro’
Omuz Pliço’

Böbrek Po’çka
Akciğer Lö’gkiye


ZAMAN KAVRAMLARI

Saat kaç? Sko’lka vre’meni?
Saat bir Ças
Saat iki Dva çasa’
Bir buçuk Pol fıtaro’va
Şimdi bir buçuk Siyça’s pol fıtaro’va
Şimdi ikiye çeyrek var Siyças bez pitna’dsati dva
Biri on geçiyor De’syit minut fıtaro’va
İkiye on var. Bez disyati’ dva
Saat beş Piya’t çaso’v
Saat yedi Sem çaso’

Öğlen Dnyom
Gece yarısı Po’lnaç

Bugün Sivo’dnya

Dün Vçera
Yarın Za’vtra
Öbür gün Po’sle za’vtra
GÜNLER
Pazartesi Panide'lnik
Salı Fto’rnik
Çarşamba Srida
Perşembe Çitve'rg

Cuma Pya’tnitsa
Cumartesi Subo’ta
Pazar Vaskrise'nye
AYLAR
Ocak Yınva’r
Şubat Fivra’l
Mart Mart
Nisan Apre'l
Mayıs May
Haziran İyu’n
Temmuz İyu’l

Ağustos A’vgust
Eylül Senty'abr
Ekim Aktya'br

Kasım Naya’br

Aralık Dika’br

MEVSİMLER

İlkbahar Visna'
Yaz Le'ta
Sonbahar O'sin

Kış Zima’



SAYILAR

Bir Adi’n
İki dva
Üç Tri
Dört Çeti’re
Beş Pyat
Altı Şest
Yedi Sem
Sekiz Vo’sim
Dokuz De’vit
On De’sit
On bir Adi'nnadsat
On iki Divena'dsat
On üç Tirina'dsat
On dört Çitı'rnadsat

On beş Pitna'dsat
On altı Şistna'dsat
On yedi Simna'dsat

On sekiz Vasimna'dsat
On dokuz Divyitna'dsat
Yirmi Dva’dsat
Yirmi bir Dva’dsat adi’n
Yirmi iki Dva’dsat dva
Otuz Tri'dsıt
Otuz bir Tri’dsıt adin
Otuz iki Tri’dsıt dva
Kırk So’rak
Elli Pitdisya't
Altmış Şestdisya't
Yetmiş Se’mdisyat
Seksen Vo’simdisyat
Doksan Devyano’sta
Yüz Sto
Yüz bir Sto adi’n
Yüz iki Sto dva
Yüz on Sto de’syit
Yüz on sekiz Sto vasimna’dsat

Yüz yirmi Sto dva'dsat
İki yüz Dive’sti
Üç yüz Tri’sta
Bin Tı’syaça
İki bin Dve tı’syaçi
Yüz bin Sto tı’syaç

Milyon Millyo’n


SIRA SAYILAR

Birinci Pe’rvıy
İkinci Fıtaro’y

Üçüncü Tre’tiy
Dördüncü Çitvö’rtıy
Beşinci Piya’tıy
Altıncı Şisto’y
Yedinci Sidmo'y
Sekizinci Vasmo’y
Dokuzuncu Divya'tıy
Onuncu Disya'tıy
On birinci Adi'nnadsatıy
On ikinci Divena’dsatıy
On üçüncü Trina’dsatıy
On dördüncü Çitı'rnadsatıy
On beşinci Pitna’dsatıy
On altıncı Şistna’dsatıy
On yedinci Simna'dsatıy
On sekizinci Vasimna’dsatıy
On dokuzuncu Divitna'dsatıy
Yirminci Dvadsa'tıy
Yirmi birinci Dva’dsat pe'rvıy
Yirmi ikinci Dva’dsat vtaro’y
Otuzuncu Tridsa'tıy

Kırkıncı Sarakavo’y
Ellinci Pitidesya'tıy
Altmışıncı Şestidisya'tıy
Yetmişinci Simidesya'tıy
Sekseninci Vasmidesya'tıy
Doksanıncı Divyano’stıy
Yüzüncü So’tıy
Yüz birinci Sto pe’rvıy
Yüz onuncu Sto disya'tıy
Bininci Tısya'çnıy

ÖLÇÜ VE TARTILAR
Gram Gram
Kilogram Kilagra’m
Yarım kilo Palkilagra’ma
Çeyrek kilo Dve’sti pitdisyat gra’maf
Litre Litr
Yarım litre Palli’tra
Çeyrek litre Çitve’rt litra
Metre Metr
Santimetre Santime’tr



Gömlek Ruba'şka
Don (Külot) Trusı’y
Pantolon Ştanı'y
Ceket Ku'rtka
Palto Ku'rtka
Manto Manto
Yelek, Kazak Ko’fta
Kravat Ga'lstuk
Şapka Beyzbo’lka
Mendil Pla’tak
Çorap Naski’
Cüzdan Kaşalyo’k
Etek Yu’bka
Bluz Blyuz
Elbise (kadın) Je’nskaya ade’jda
Şemsiye Zo’ntik

YİYECEK

Ekmek Hleb
Kaynamış yumurta Va’rennaye ya’ytsa
Yağda yumurta Yai’çnitsa
Domates Pamido’r
Soğan Luk
Sarımsak Çisno’k
Pirinç Ris
Lahana Kapu’sta
Havuç Marko’f
Ispanak Şpina’t
Hıyar Agure’ts
Patlıcan Baklaja’n
Patates kızartması Ja’rennaya karto’şka
Çorba Sup
Peynir Sır
Biber dolması farşiro'vannıy perets

İÇKİ

Su Vada
Şarap Vino
Erik rakısı Rakı
Rom Rom
Portakal suyu Apelsi’navıy sok
Üzüm suyu Vinagra’dnıy sok


MEYVE

Elma Ya’blaka
Erik Sli’va
Ayva Ayva
Kiraz Çire’şniya
Vişne Vişni’ya
Karpuz Arbu’z
Kavun Dınya
Üzüm Vinagra’d
Kayısı A'brikas
Portakal Apilsi’n
Limon Limо'n
Nar Grana’t
Böğürtlen Ejevi'ka
Dut Tu’tavaya ya'gada
Ceviz O'rih
Fındık Fundu’k
Fıstık Fista'şki
Çilek Klu'bnika

Bardak Staka’n
Havlu Palate'ntse

Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz? Zdra’vstviyte ya vas slu’şayu
Var / Yok Da / niye’t
Size nasıl yardımcı olabilirim? Da ya vas slu’şayu
Teşekkür ederim Spasi’ba
Gönderen admin 0 yorum
Hıçkırık


Binbaşı Kenan Eskişehir’de görev yapmaktadır ve rahatsızlığı nedeniyle üç ay izin alıp İstanbul’a gelmiştir. Onun için İstanbul’un ve özellikle çocukluğunun geçtiği Çamlıca’nın önemi büyüktür. Her gün genç yaşta kaybettiği sevgilisinin mezarına gitmektedir. Günlerden bir gün, emeklilik yıllarını evinde sakin bir şekilde geçiren eski askerin dikkatini, bahçesinin önünden her sabah elinde bir tutam leylak, yanında kendisinden oldukça genç,uzun boylu bir hanımla geçen, otuz otuzbeş yaşlarında, uzun boylu, sarışın, üniformasının içerisinde endamla duran bir binbaşı çekmektedir. Genelde yanındaki hanımla pek konuşmayan binbaşıyı, onun kardeşi olduğunu düşünmektedir. Bu düşüncesini aralarındaki yaş farkı ve resmi ilişki de desteklemektedir. Bir sabah yine binbaşının geçtiğini gören emekli yarbay, o gün yalnız olmasını da fırsat bilerek, O’nun sırrını çözmeye karar verir ve onu takibe koyulur. Hemen arkasından yürümesine rağmen binbaşı O’nu farketmemektedir. Binbaşı onu Karacaahmet Mezarlığı’na götürür. Etrafı demir parmaklıklarla çevrili mezara girip, mezarın üzerinde duran leylakları tazelemesini izler. Yavaş yavaş olayı çözmektedir ancak bu seferde bu mezarın içinde yatanın kim olduğunu merak etmeye başlar. Dizleri üzerine çöküp, avuçlarıyla toprağı yoğuran, gözyaşlarıyla sulayan binbaşıya dokunabilecek kadar yaklaşır. Samimi bir arkadaşıymış gibi ellerini kederli binbaşını omuzlarına koyar. Binbaşı aniden elektrik çarpmışa döner ve kafasını yaşlı askere doğru çevirir. Yaşlı adam O’na bir dost olduğunu ifade etmesine rağmen, kim olduğunu bilmediği bu adama şaşkın şaşkın bakmaya devam eder. Ancak bu emekli yarbay, samimiyetine inandırmayı başarır ve el sıkışıp evin yolunu beraber tutarlar. Binbaşıyı evine davet eder ancak binbaşı daha sonra eşi ile birlikte geleceğini söyler ve dediğinide yapar. Zamanla dostlukları ilerler. Birgün Binbaşı Kenan bu yaşlı dostunu evine davet eder ve altı aylık çocuğundan bahseder. Bunu duyan yaşlı adam çok şaşırır. Bu şaşkınlığı kızı diye düşündüğü kişinin eşi, mezarını hergün ziyaret ettiği kişininde çocukluğundan beri sevdiği kişi olduğunu öğrenince, O’nun hayatının gizemine karşı olan merakı büsbütün artar. O’na haytını anlatmasını ister. Binbaşı Kenan ise bir hafta sonra dört aylık izninin bittiğini ve gitmeden önce herşeyi ama herşeyi öğreneceğini söyler. Ertesi hafta dostunu uğurlamaya gider. Binbaşı Kenan dostuna bir paket vererek içinde hayatının sırrının yazdığını ve neden hayatına tek kelime ile “hıçkırık” dediğini anlattığını söyler ve trene biner. Yaşlı adam heyecan içerisinde evine döner ve paketi açar. Paketin içinden bir hatıra defteri ile, üzerinde bir gün öncesinin tarihi yazılmış olan bir mektup bulur. Mektubun içinde, şu an çok bahtiyar olduğu ve O’nun için üzülmemesi yazılıdır. Emekli yarbay sabaha kadar hatıra defterini büyük bir heyecan içinde okur…
Binbaşı Kenan’ın hatıra defterinde şunlar anlatılmaktadır:

Annesi öldüğünde henüz yedi yaşında bir çocuktur. Babası Susamzade Safi Bey varlıklı bir tüccardır. Annesinin hayatta olduğu dönemde araları çok iyi olan babasından, zamanla uzakalaşmaya başlar. Birgün babası evlenmek istediğini küçük Kenan’a açar. Kenan bunu istemese de kabul etmek zorunda kalır. Yeni annesi Kenan’a ilk günlerde iyi davransa da sonradan gerçek yüzü ortaya çıkar. Sürekli dayak yiyen Kenan’a ev zindan olmaya başlar.Birgün okuluna gelen bir müfettiş Kenan’ın acı durumunu farkeder ve onun başına gelenlerin hepsini öğrenip durumu Muhip Azmi Bey ismindeki yardımsever bir dostuna bildirir. Muhip Azmi Bey küçük Kenan ile konuşur ve O’nu evlat edinmeyi istediğini söyler. Küçük Kenan kararsızdır. Muhip Azmi Bey Kenan’ında sonradan üvey babası olduğunu öğrendiği Susanzade Safi Bey’le konuşur. Aslında O da bunu istemektedir. Küçük Kenan artık İstanbul yolcusudur. Uzun bir yolculuktan sonra, Muhip Azmi Bey ve Kenan eve ulaşırlar. Ev halkıyla tanışır ve evin tek çocuğu olan, kendisinden yaşça büyük Nalan ile hemen bahçeye, oyun oynamaya giderler. Artık hayatı değişir, evin bir parçasıdır ve Nalan’dan hiçbir farkı yoktur. Evde tek evlatlık olan Kenan değildir. Otuz yaşlarına girmesine rağmen halen evlenmemiş olan Vesime de bu evde evlatlık olarak büyümüştür. Bütün zamanını Nalan ile beraber geçiren Kenan için hayat artık, yaşamaya değer hale gelmiştir. Nalan, yaşil iri gözlü, çelimsizliğine rağmen oldukça hareketli bir kızdır. Okula gitmemesine rağmen, evde özel ders almaktadır.Kenan da yaşı ilerledikce derslere başlar. Bazı zamanlar bu iki çocuk, yakınlarda eski ama şirin bir kulübesi bulunan Şeyh Kudsi Efendi’nin yanına gider ve onun neyinden dökülen notaları büyük bir hayranlık içinde dinlerler.Zamanla Kenan’ın içinde Nalan’a karşı normalden daha farklı ve daha şiddetli bazı duygular belirmeye başlar. O’nu sevmektedir hem de ölürcesine! Bu sonuca, zaman zaman baş gösteren kıskançlığından ulaşmaktadır.

Artık ikisi de büyümüştür ancak herşey yolunda gitmemektedir. Nalan zatüre geçirir ve zayıf olan vücut direnci iyice zayıflar. Kenan ortaokuldan mezun olur ve öz babası gibi subay olmak için Kuleli Askeri Lisesi’ne girer. Günden güne Nalan’a karşı olan sevgisi büyür ve bu sevgiyle beraber kalbindeki yarada derinleşir. Nalan’a karşı olan sevgiyi O’na açamaz ve O’da bu sevgiyi çocukluğuna verir ve ciddiye almaz. Hatta yine bir bahar günü, herzamanki gibi, leylak hastası olan Nalan ile Kenan, leylakların arasında dolaşırken, Kenan yine kıskançlığını belli edince Nalan O’na şakayla karışık kendisini sevip sevmediğini sorar. Bir an için öldüğünü zanneden Kenan, sevgisini itiraf edecek gücü kendisinde bulamaz ve inkar edip kardeş olduklarını söyler. Zaman geçtikçe Nalan’ı hastalık pençesi altına almaktadır. Bazen öksürmekten boğulacağını düşünürler. Yine böyle bir günde Nalan yatağını kana bulamıştır. Hemen aile dostları ve bir süredir de doktorları olan İlhami Bey’i çağırırlar. Muayeneden sonra ilaçlar yazılır. Bir kış Nalan yatağından kalkamadan böyle mutsuz bir şekilde akıp gider. Ancak bahar gelipte leylaklar açtığı zaman, Nalan da ayağa kalkar. Bütün eve bir cümbüş hakim kılar. Kenan her haftasonunu Nalan ile geçirebilmek için iple çeker. Yine böyle bir haftasonu, Nalan’ı herzamanki gibi leylakların arasında bulacağını düşünerek, O’na bir sürpriz yapmak ister. O’na habersizce yaklaşıp leylak yağmuru içerisinde boğacaktır. Ancak O’na yaklaşınca yalnız olmadığını anlar. Yanında Doktor İlhami Bey vardır. Doktor İlhami Bey O’na evlenme teklif etmektedir. Kenan neye uğradığına şaşırır ama elinden de hiçbirşey gelmez. Hemen Doktor İlhami Bey ve Nalan nişanlanırlar, bir süre sonrada düğünleri olur. Kenan ise hem sevdiği kişinin evliliğine hem de O’nun kocasıyla birlikte başka bir eve taşınmasına üzülmektedir. Bir süre sonra Nalan’nın bir de küçük kızı olur. Nalan’ın isteğiyle kızının adını Kenan koyar. Kenan aşkını çoktan açıklamıştır. “Nalan’ın ağlattığını Handan güldürsün” der ve kızının ismini “Handan” kor. Doktor İlhami Bey sık sık işi gereği seyahat eder ve bundan dolayı Nalan için en uygununun Çamlıca’daki baba evinde kalmasının olduğunu düşünür. Nalan eve döndüğü gün bütün evde bir mutluluk rüzgarı eser. Handan da büyür ve ele avuca sığmaz bir hale gelir. “Ağabey” olarak çağırdığı Kenan’ın kucağından inmemektedir.

Kenan artık çoktan Harbiyeli’dir. Tıpkı küçüklüğünde olduğu gibi Nalan ile birlikte leylaklar arasında yürüyerek günlerinin büyük bir kısmını geçirirler. Vesime sürekli Handan’la ilgilendiği için Nalan rahattır ancak O’nun doğumu bünyesini iyice zayıflatmıştır. Günden güne Nalan ile Kenan arasındaki ilişki dahada kuvvetlenir. Hatta bazı geceler Nalan’ın odasında geç vakitlere kadar oturup konuşurlar. Kenan sürekli Nalan’a karşı olan sevgisinin O’nu ne kadar yıprattığından bahseder ve sevgisine karşılık bekler. Ancak Nalan eşine ve çocuğuna karşı sadık olduğu için O’na hiçbir karşılık vermez. Bir gece yine Nalan’ın odasında konuşurken, Kenan Nalan’a karşı yoğun bir izdivaç isteği duyar ve kendisini kontrol edemez. Olay Nalan’ın tokatı ile sonuçlanır ve bu olaydan sonra Kenan ceza aldığını bahane ederek dört ay boyunca okulda kalır ve eve gelmez. Taki birgün Vesime Kenan’ın okuluna gelip Nalan’ın çok hasta olduğunu ve O’nun artık eve dönmesini istediğinin söyleyinceye kadar. Artık barışmışlardır.

Kenan artık Harbiye’den mezun olup yakışıklı bir subay olmuştur. Kılıcını kuşanıp, şıngırtılar içerisinde Çamlıca’ya, evine gelir. İlk olarak babası Muhip Azmi Bey’in ellerinden öper. Nalan da O’nu beklemektedir. O’nunda hemen leylak kokulu yumuşacık ellerine sarılır ve doyasıya öper. Artık Kenan’ın gideceği kıt’a da belli olmuştur. Gideceği yer İstanbul’a çok uzakta olduğu için başta Nalan olmak üzere evdeki herkes üzülür. Artık sadece mektuplarla haberleşeceklerdir. Ancak Nalan Kenan’dan O’na kardeşiymiş gibi mektup yazmasını ister ve Kenan’da bunu kabul etmek zorunda kalır. Nalan çok hastadır ve günden güne eriyip gitmektedir ve O da bunun farkındadır. Bundan dolayı Kenan’ı bir daha göremeyeceğinden korkmaktadır.

Kenan artık bir kıt’a subayıdır. Görev hayatında başarılı ve arkadaşları tarafından sevilen bir insandır. O da hayatından çok memnundur ancak sadece Nalan’ın yokluğunu çok fazla hisseder. Nalan ve babasına her fırsatta mektup yazar. Ancak birgün hayatının hatasını yapar ve efkarlı olduğu bir günde Nalan’a karşı olan bütün duygularını yazdığı bir kağıtı farkında olmadan Nalan’a gönderir. Bu hatayı anladıktan sonra üstüste birçok telaffi mektubu yazar ama aylarca cevap gelmez. Endileşenmeye başlar ve komutanından izin ister ama seferberlik olduğu için komutanı izin vermez. En sonunda bir telgraf alır: “(D.R.) süvari alayı, sekizinci bölük komutanı Kenan ZİYA Bey’e: Ölüyorum çabuk gel!.. Nalan” Bu telgraftan sonra Kenan komutanına koşar ve ona bu telgrafı gösterip izin ister ve alır. Atına atlar ve onaltı günlük uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra İstanbul’a ulaşır. Ancak bir gece önce Nalan gözlerini hayata yummuştur. Bir an için Kenan da kendisini O’nunla beraber ölmüş gibi hisseder ve olduğu yere yığılıp kalır. Kendine geldiği zaman ilk işi, Nalan’ın mezarına gidip toprağına kapanmak olur. Eve döndüğü zaman Vesime, o sadık ve iyi kalpli kadın, elinde bir paketle Kenan’ı beklemektedir. Elindeki paketi Nalan’ın O’na bıraktığını söyler ve O’na uzatır. Kenan paketi heyecan içinde alır ve odasına çekilir. Pakette 18 yaşına girdiği zaman Handan’a verilmesi gerektiğini yazan bir mektup ile Nalan’ın kendi el yazısıyla yazılmış yedi sayfa vardır. Bu kağıtlarda Nalan artık Kenan’a karşı olan aşkını gizlemez ve bütün duygularını döker. Ayrıca Kenan’ın yanlışlıkla gönderdiği kağıdı kocasının okuduktan sonra yaptığı işkenceler, kızı Handan’ı bu yüzden ölünceye kadar göremediği de yazar. Bu kağıtları okuduktan sonra Kenan iyice yıkılır. Bir süre sonra Doktor İlhami Bey ile salonda karşılaşırlar. Tartışmaya başlarlar ve Kenan herşeyi bütün açıklığıyla anlatır ancak kendisine bir türlü inandıramaz. En sonunda Nalan’ın Kenan’a yazdığı kağıtları gösterir. Doktor İlhami Bey artık pişmandır ama bu pişmanlık Nalan’ın ölümüne çare değildir. Muhip Azmi Bey ile barışır ve Handan’ı da annesinin evine geri getirir. İzini biten Kenan tekrar kıt’asına döner.

Balkan Harbi biter, Cihan Harbi başlar. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 6 Ekim 1923’te İstanbul’a giren Türk ordusu arasında Kenan da bulunur. Artık otuz-otuzbeş yaşlarında bir subaydır. Eve dönünce herkes O’nu neşe ile karşılar. Bu arada Handan da içeriye girer ve Kenan’ı şaşkınlık içinde bırakır çünkü O artık 18 yaşında bir genç kızdır daha da ilginç olanı, annesi Nalan’ın bir ikizi olmuştur.Kenan hergün Nalan’ın mezarına gider. Bir süre sonra Handan da O’na eşlik etmeye başlar. Annesinin O’na bıraktığı mektubu bir süre sonra Kenan’dan almıştır. Yine beraber gittikleri mezardan dönerken Handan annesinin O’na bıraktığı mektuptan bahseder. Annesinin kendisinden gerçekten sevdiği birisiyle evlenip, hayatını O’nun gibi mahvetmemesini istediğininden ve evleneceği kişinin de sarışın ve uzun boylu bir subay olursa çok bahtiyar olacağını yazdığından bahseder. Daha sonra ekler “Nalan’ın ağlattığını ancak O’nun kızı güldürebilir!” Kenan şaşımış ve aynı zamanda da mutlu olmuştur. Handan’ı kolarıyla kavrar ve bir dahada asla bırakmaz.

3.KİTABIN ANA FİKRİ: Şartlar ne durumda olursa olsun insanlar içlerinde sakladığı sevgiyi ve arzuyu başkasıyla paylaşabilmeli, yoksa herşey çok geç olabilir.
Gönderen admin 0 yorum
İlköğretim Öğrencileri İçin Üç Önemli Sınav Kılavuzu..!!

SBS başvuru işlemleri 02-20 MART 2009 tarihleri arasında yapılacaktır.
Sınıflara Göre 2009 SBS Takvimi için tıklayınız...
SBS Veli Bilgi notunu bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız...
Kılavuz için tıklayınız.
Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı kılavuzu yayımlandı

PYBS başvuru işlemleri 23 MART - 03 NİSAN 2009 tarihleri arasında yapılacaktır.
Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınav kılavuzu için tıklayınız.
Sınıflara Göre 2009 Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı Uygulama Takvimi

2009 Polis koleji sınavı kılavuzu ve başvuru bilgileri

Kılavuz için Tıklayınız.
2009-POLİS KOLEJİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER için Tıklayınız.
2009-POLİS KOLEJİ- SAGLIK İŞLEMLERİYLE İLGİLİ BİLGİLER için Tıklayınız.
2009-POLİS KOLEJİ Duyurusunu okumak için Tıklayınız.

KAYNAk:http://www.memurlar.net/haber/133116/
15 Şubat 2009 Pazar Gönderen admin 0 yorum
Gökyüzündeki hortum nasıl oluşuyor?


Her ne kadar hortumun oluşumuyla ilgili her şey bilinmiyorsa da, biz hortumların şiddetli fırtınalı havalarda oluşmaya müsait olduğunu ve kararsız (gök gürültülü) havaların hortumun gelişmesi için şart olduğunu biliyoruz. Genelde hortumun oluştuğu tipik meteorolojik durum şöyledir: Yüzeyde, soğuk ve sıcak cephesiyle beraber bir orta enlem siklon dalgası bulunur. Soğuk cephenin arkasında nispeten soğuk ve kuru olan bir hava vardır. İlerleyen soğuk cephenin önündeki nispeten sıcak ve nemli olan hava, kuzeye doğru itilir. Bu sıcak sektörün üzerinde 850 mb seviyesinde, sıcak ve nemli bir hava kaması kuzeye doğru sokulmaktadır. Bu nemli hava tabakasının hemen üzerinde, 700 mb ile 500 mb basınç seviyesinde, bulunan ve güneybatıya hareket eden soğuk, kuru hava bölgesi kuru hava dili olarak adlandırılır. 500 mb seviyesinde bir alçak basınç oluğu, yer yüzeyindeki alçak basınç merkezinin batısında bulunur ve 300 mb basınç seviyesindeki polar-cephe jet stream bölgenin üzerinden geçmektedir. Bu yükseklikte jet stream havayı öyle çabuk bir şekilde uzağa sürükler ki, aşağıdaki hava gidenin yerini almak için hızlı bir şekilde yukarı çekilir. Sıcak hava yüzeyden yükselirken farklı seviyelerde farklı yönlerden esen rüzgarlar nedeniyle hortum şeklinde dönmeye başlar.

Hava bütün yönlerden vorteksin merkezine doğru hareket ederken genişler ve soğur. Eğer buradaki havada yeterince nem varsa ve yoğuşma oluşursa, huni bulut şeklinde görülebilir bir bulut haline gelir. Huni bulutun altındaki hava merkeze doğru çekilirken hızlı bir şekilde soğur, yoğuşur ve huni bulut yer yüzeyine doğru iner. Yere ulaştığı zaman hortum olarak adlandırılır. Bu anda genellikle toz ve çöpler hortumun içine alınır; bu da onu siyah görünümlü yapar. Huni bulutun dışındaki hava, yukarı doğru dönerek yükselirken Doppler radar ekranlarında şiddetli hortumun içinde havanın, yerdeki aşırı alçak basınca doğru hareket ettiğini bir kanca şeklinde gösterir. tübitak
Gönderen admin 0 yorum
FETRET DEVRI

Osmanli tarihinde, kardeslerin saltanat mücadelisi verdikleri ve 1413 yilina kadar devam eden karisikliklar dönemi diyebilecegimiz "Fetret Devri", Timur'un uyguladigi bir siyasetin sonucu olarak ortaya çikmistir.

Yildirim Bâyezid, Ankara Savasi'nda Timur'a esir düstügü zaman en büyükleri Süleyman olmak üzere Isa, Mehmed, Musa, Mustafa ve Kasim adlarinda alti erkek çocuga sahipti. Bunlardan besi babalari ile birlikte Ankara Savasi'na katilmislardi. Kasim ise çok küçük oldugundan Bursa'da kalmisti.

Süleyman Çelebi, muharebenin kayb edildigini görünce babasinin emri üzerine Vezir-i Azam Çandarlizâde Ali Pasa, Murad Pasa, Yeniçeri agasi Hasan Aga ve Subasi Eyne Bey ile birlikte yanindaki kuvvetlerle Bursa'ya gelmis, buradan da küçük sehzade Kasim'i alarak büyük zorluklarla Rumeli'ye geçebilmisti. Isa Çelebi, muharebe meydanini terk ettikten sonra Balikesir taraflarinda saklanmis, Mehmet Çelebi Amasya'ya çekilmis, Musa ve Mustafa ise babalari ile birlikte esir düsmüslerdi.

Asil gayesi, güçlü bir Osmanli Devleti yerine, kendisine bagli ve onun yüksek hâkimiyetini taniyan parçalanmis birkaç Osmanli Beyligi meydana getirmek olan Timur, baslangiçta bu gayesine ulasmis görünmekteydi. Ayrica o, Yildirim Bâyezid tarafindan kurulmaya çalisilan Anadolu birligini de parçalamak istiyordu. Bu sebeple Anadolu beylerine ait yerleri Osmanlilardan atip tekrar eski sahiplerine verdi. Geriye kalan Osmanli ülkesini de Bâyezid'in dört oglu arasinda paylastirmisti Edirne'de bulunan Emir Süleyman'a Rumeli'deki yerleri verip kendisine tabi oldugunu ifade eden hükümdarlik alâmeti olarak kemer, külah ve hil'at göndermistir. Diger sehzadelerden Isa Çelebi Balikesir ve Bursa'da, Mehmed Çelebi Amasya'da, Musa Çelebi ise Isa'yi Bursa'dan çekilmeye mecbur ederek Bursa'da Timur'un al damgasiyla hükümdar olmuslardi.

Ankara Savasi'ndan sonra Anadolu'da sekiz ay kadar kalan Timur, uyguladigi siyasetin meyvelerini verdigini gördükten sonra Doguya dönüp Çin seferine çikarken arkasinda biraktigi Anadolu'nun politik yapisi Sultan I. Murad'in hükümdarligi sonundaki durumu andiriyordu. Timur, Bâyezid'in ele geçirdigi topraklari geri almisti. Böylece Sultan Murad'in Ankara'dan Akdeniz'e açtigi Osmanli koridoru kapanmis oluyordu.

Karamanoglu Mehmed Bey, Anadolu'nun üçte birini kaplayan ve içlerinde Hamidogullari ve Germiyanogullari'nin topraklarinin dogu bölgeleri ile Kayseri, Isparta, Antalya ve Alaiyye gibi kentler bulunan büyük bir devletin basina getirilmisti. Timur, Anadolu'da Osmanlilara karsi koyabilecek bir güç meydana getirmek için böyle yapmisti. Mehmet Bey, Osmanlilar da dahil olmak üzere bütün beyliklerin emiri olarak ilân edilmisti.

Timur'un, Anadolu'da uyguladigi bu parçalama politikasi sonucunda Osmanli ülkesi sehzadeler arasinda taksim edilmis, on bir sene süren ve tarihlerde Osmanli Devleti'nin parçalanmasindan dolayi "Saltanatta Ara" denilen ve kanli hadiselerle dolu bir devrin açilmasina, fetihlerin durmasina, Istanbul Imparatoru'nun türlü entrikalarla bu durumu körüklemesine sebep olmustu. Hatta bazi Avrupalilar, yeni bir Haçli Seferi düzenledikleri takdirde Osmanlilar'i Avrupa'dan atabileceklerini düsünür olmuslardi.

Ankara Savasi ve bunun sonucunda bir daha kalkinamamasi plâni ile Osmanli Devleti'nin parçalanmasi bu devlet için mühim ve büyük bir darbe olmakla birlikte çeyrek asirda kendisini sür'atle toplamaya muvaffak olmasi bu devletin teskilât ve müesseselerinin saglamligini göstermektedir. Buna karsilik Hindistan, Iran, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Ege Denizine kadar genis topraklar üzerinde fetihlerde bulunmus olan Timur'un, ölümünden kisa bir müddet sonra devletinin ortadan kalkmasi, onun sadece tedhise dayali bir devlet kurdugunu göstermektedir.
Etiketler:

ECBanner bloggping TurkeyRank.Com - Pagerank Servisi pagerankonline.de - Pagerank Anzeige ohne Toolbar On our way to 1,000,000 rss feeds - millionrss.com
Seo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks
Bu sitedeki yazılar telif hakkları göz önüne alınarak yayınlanmaktadır. Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR. yayınlanan bu makale ve eserlerin hak sahipleri herhangibir nedenle telif hakkı idda ederlerse ve bizce uygun görülmesi halinde (gerçeklik esası olması dahilinde) bize lütfen mail atsınlar (ozkan@mail.nu) en kısa sürede eserleriniz sitemizden kaldırlır. © 2008 www.odeveson.blogspot.com