******************************************************************************************************************************************
Bu Sitedeki Tüm Yazılar Ücretsizdir. Sadece Sizden İstediğimiz "Allah Bu Siteyi Hazırlayandan Razı Olsun" Amin... Demenizdir.
************************************************************************************************************************************ www.odeveson.blogspot.com adresindeki yazı ve makalelerin Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR.

7.Sınıf Sosyal Bilgiler 3.Ünite Türk Tarihinde Yolculuk Ders Notları

29 Kasım 2011 Salı Gönderen admin
7.Sınıf Sosyal Bilgiler 3.Ünite Türk Tarihinde Yolculuk Ders Notları,7.Sınıf Sosyal Bilgiler 3.Ünite, Türk Tarihinde Yolculuk Ders Notları,7.Sınıf Sosyal Bilgiler 3.Ünite Türk Tarihinde Yolculuk,Türk Tarihinde Yolculuk,Türk Tarihinde Yolculuk konu anlatımı



TÜRK TARİHİNE YOLCULUK

İLK ANADOLU TÜRK BEYLİKLERİ

Selçuklu Devleti komutanları Tuğrul ve Çağrı Beylerin Anadolu fetihlerine başlamaları ve Selçuklu komutanı Sultan Alparslan'ın 1071 Malazgirt Savaşı'nda başarılı olmasından sonra Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kurulan beyliklere ilk Anadolu Türk Beylikleri ismi verilir.
Bunlar;
1- Saltuklular: Erzurum ve çevresinde kurulmuştur.
2- Mengücekliler: Erzincan ve çevresinde kurulmuştur.
3- Danişmentliler: Sivas - Malatya çevresinde kurulmuştur.
4- Artuklular: Diyarbakır ve çevresinde kurulmuştur.
5- Çaka Beyliği: İzmir ve çevresinde kurulmuştur.

Saltuklular - Mengücekliler - Danişmentliler - Artuklular - Çaka Beyliği

SELÇUKLU TARİHİ

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ
DANDANAKAN SAVAŞI (1040)

Dandanakan Savaşı (1040), Selçuklu Devleti'nin Gazne Devletini yendiği ve Gazne Devleti'nin çözülmesine yol açan savaştır. Bu savaştan sonra Gazne Devleti yıkılış dönemine girmiş, Selçuklu Devleti resmen kurulmuştur.
Tuğrul ve Çağrı Bey'lerin gittikçe büyüyen Türkmen kuvvetleri Gazne şehirlerini tehdit edip, yağmalamaya başlamıştı. Gazne hükümdarı Sultan Mesud Selçuklu tehlikesine son vermek için çoğunlukla zırhlı askerlerden oluşan büyük bir ordu ile Selçukluların üzerine sefere çıktı.
Gazne Ordusu, Serah'a yürüyüş sırasında Selçuklu Devletinin vur-kaçları ile yıpranmış, su ve yiyecek kaynakları da Selçuklu askerleri tarafından kesilmişti. Sonunda 23 Mayıs 1040'ta, Merv ve Serah arasındaki Dandanakan'da iki ordu çatışmaya başladı.
Üç gün süren savaş Selçukluların büyük galibiyeti ile sona ererken, Sultan Mesud 100 süvarisi ile canını zor kurtardı. Savaş, Selçuklular'ın bölgede hakimiyetinin başlangıcı ve Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşu olarak kabul edilir. Büyük Selçuklu Devleti'nin Anadolu yolundaki ilk adımıdır. Sultan Mesud, askerleri tarafından öldürülür

KATVAN SAVAŞI (1141)

Katvan Savaşı, 1141 yılında Karahitaylılar Devleti ile Büyük Selçuklu Devleti arasında yapılan savaştır. Savaşı Karahitaylılar Devleti kazanmıştır. Ahmed Sencer, devletini yeniden toparlamıştı. Ancak Karahitaylılar Devleti'nin engelini gören Ahmed Sencer, devletin topraklarını ele geçirmeyi düşünmüş bunun sonucunda savaş ortaya çıkmıştır. Karahitaylılar Devleti, Ahmed Sencer'i ağır bir yenilgiye uğrattı. Bunun sonucunda Büyük Selçuklu Devleti yıkılış dönemine girdi. Bu savaş Katvan Çölü'nde yapıldığı için bu adla anılır.


PASİNLER SAVAŞI (1048)

Bizans ve Gürcü kuvvetleri Pasinler çevresinde akınlarda bulunan Musa Yabgu'nun oğlu Hasan Bey komutasındaki Selçuklu birliklerini pusuya düşürdüler. Zap Suyu yöresindeki savaşta Hasan şehit oldu. (1047/8). Tuğrul Bey bu duruma çok üzüldü. Hasan'ın intikamını almak için İbrahim Yınal ve Kutalmış'ı görevlendirdi. İki komutan Erzurum'a doğru ilerlediler. Bizans, Gürcü ve Ermeniler'den oluşan düşmanı Pasinler Ovası'nda karşılayan Selçuklular büyük bir zafer kazandılar (1048). Gürcü Kralı Liparit esir alındı. Pasinler Savaşı düzenli Selçuklu ordularının Anadolu'da kazandığı ilk büyük savaş olması sebebiyle önemlidir. Daha önceki devrede mücadele vur kaç taktiği güden Türkmenler tarafından gerçekleştirilirken, bu savaşta Selçuklu hanedanına mensup kişilerin komutasındaki ordu kullanılmıştır. Nitekim Bizans yenilgiyi kabul ederek Selçuklu devletiyle barış anlaşması yapar. Bu barışa göre Bizans imparatoru, IX. yüzyılda yapılan ancak sonra yıkılan İstanbul'daki camiyi tamir etmeyi ve burada Tuğrul Bey adına hutbe okutmayı kabul eder. Ancak vergi vermeyi reddeder. Tuğrul Bey'in Anadolu Seferi: Vergi ödemeyi reddeden imparatorun Doğu Anadolu'ya ordu sevk etmesi üzerine Tuğrul Bey bizzat sefere çıkar (1054). Erciş, Bayburt, Kemah ve Erzincan ele geçirilir.
Malazgirt'i kuşatan Tuğrul Bey, kışın yaklaşması üzerine ordusunu geri çekerek, geriye döner. Bu seferden sonra Anadolu'nun fethi için Çağrı Bey'in oğlu Yakutî görevlendirilir (1057). Yakutî Sivas'ı alır ve Kayseri'ye kadar ilerler. Öte yandan Kars ve Ani kuşatılır. Dinar Bey'e bağlı birlikler de Malatya civarına inerler. Bu akınlar Alp Arslan zamanına kadar devam etmiştir.

MALAZGİRT MEYDAN SAVAŞI(1071)

Alp Arslan’ın Anadolu topraklarına akınlar yapması üzerine Bizans imparatoru Romanos Diogenes büyük bir ordu ile Selçuklulara karşı sefere çıktı. Alparslan, Anadolu içlerine akınlar yaptı. Bizans İmparatoru, 200.000 kişilik bir ordu ile Malazgirt Ovası'na geldi. Mısır Seferi'ne çıkmış olan Alparslan, ordusunun bir bölümünü Suriye'de bıraktı. 50.000 kadar askeriyle Malazgirt'e geldi.
26 Ağustos 1071'de yapılan savaşta, Bizans ordusu yenildi. İmparator Ramanos Diogenes(Romen Diyojen) esir edildi. Bağışlanarak ülkesinin başkenti İstanbul'a gönderildi.

Malazgirt Meydan Muharebesi, tarihin önemli olaylarından biridir. Bu savaştan sonra Anadolu'nun kapıları Türklere açılmıştır.


İLK ANADOLU TÜRK BEYLİKLERİ
Selçuklu Devleti komutanları Tuğrul ve Çağrı Beylerin Anadolu fetihlerine başlamaları ve Selçuklu komutanı Sultan Alparslan'ın 1071 Malazgirt Savaşı'nda başarılı olmasından sonra Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kurulan beyliklere ilk Anadolu Türk Beylikleri ismi verilir.
Bunlar;


SALTUKLULAR

Saltuklular, 1072'de Erzurum merkez olmak üzere kurulmuştur. Kurucusu Alp Arslan'ın komutanlarından Ebulkasım Saltuk'tur. Haçlılar ve Gürcülerle mücadele etmişlerdir. Saltukluların varlığına 1202'de Anadolu Selçuklu hükümdarı Rükneddin Süleyman Şah son vermiştir.

MENGÜCEKLİLER
Mengücekliler, 1080 tarihinde Erzincan merkez olmak üzere kurulmuştur. Kurucusu Alp Arslan'ın komutanlarından Mengücek Gazi'dir. Gürcülere ve Rumlara karşı mücadele etmişlerdir. Mengüceklerin varlığına 1228 tarihinde Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat son vermiştir.

DANİŞMENTLİLER
Danişmentliler 1080 yılında Sivas merkez olmak üzere kuruldu.
Kurucusu Melikşah'ın komutanlarından Danişmentoğlu Ahmet Gazi'dir. Bizanslılar'a ve Haçlılara karşı mücadele etmişlerdir.
Danişmenliler'in varlığına 1178 tarihinde Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Kılıç Arslan son vermiştir.
ARTUKLULAR

Artuklular, 1102'de Harput, Diyarbakır, Halep ve Mardin civarında kurulmuştur. Bu beyliğin Hasankeyf kolu 1102'de Diyarbakır'da kurulmuştur ve 1231'de Eyyubiler tarafından yıkılmıştır.
Diğer kolu olan Harput kolu 1112'de Harput'ta kurulmuştur ve 1234'te Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yıkılmıştır. Diğer bir kolu olan Mardin kolu ise, 1108'de Mardin'de kurulmuştur ve 1409'da Karakoyunlular tarafından yıkılmıştır.

ÇAKA BEYLİĞİ
Çaka Bey Devleti 1081 tarihinde İzmir'de kurulmuştur. Kurucusu Çaka Bey'dir. İlk denizci Türk devleti olan bu beylik bazı Ege Adaları'na sahip olmuştur. Beyliğin kurucusu Çaka Bey, İstanbul'u kuşatmak isteyince, Bizans'ın kışkırtmaları sonucu I. Kılıç Arslan tarafından öldürtülmüştür. Çaka Beyliği 1093 tarihinde Bizans tarafından yıkıldı. Böylece Batı Anadolu'dakiilk Türk egemenliği sona ermiş oldu.

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
(1077 – 1308)

Kuruluş Dönemi
Anadolu Selçukluları Devleti, Selçuklu soyundan gelen Kutalmış Bey’in oğullarından Süleyman Şah tarafından kurulmuştur.
Bizans’ın elinden Konya ve çevresini alan Süleyman Şah, Anadolu’daki ilerleyişini devam ettirerek İznik’i fethetti. Burayı başkent yapan Süleyman Şah kardeşi Mansur Bey ile giriştiği saltanat mücadelesini, Melikşah’ın yardımı ile kazandı. Melikşah, Süleyman Şah’a hükümdarlık unvanı veren bir ferman gönderdi. Abbasi halifesi de menşur göndererek hükümdarlığını onayladı. Böylece Anadolu Selçukluları Devleti böylece kurulmuş oldu(1077).

Süleyman Şah Devri (1077–1086)
Süleyman Şah, Bizans'ta süren taht kavgalarına karışarak desteklediği Botaniates’in imparator olmasını sağladı. Bizans’ın içinde bulunduğu durumdan yararlanarak, Güney Marmara kıyılarını, Kocaeli Yarımadasını, Üsküdar ve Kadıköy’ü  ele geçirdi. Boğazın Anadolu yakasını kontrolü altına alan Süleyman Şah, bir gümrük idaresi kurarak Boğaz’dan geçen gemilerden vergi aldı.
Bizans, vergi vermeyi kabul ederek Selçuklular ile barış yapmak istedi. Yapılan antlaşma ile Dragos Çayı sınır kabul edildi. Bundan sonra doğuya yönelen Süleyman Şah’ın  önce Antakya’yı alması, ardından Halep’i kuşatması, Suriye Selçukluları ile savaşmasına yol açtı. Halep yakınlarında yapılan savaşı kaybeden Süleyman Şah öldü (1086)

I. Kılıç Arslan Devri (1092–1107)
Melikşah, Süleyman Şah’ın ölümünden sonra çocuklarını yanına getirtti. Bu sırada Süleyman Şah’ın vekil olarak bıraktığı Ebulkasım, devletin dağılmasını önledi. Melikşah’ın ölümü üzerine serbest kalan I. Kılıç Arslan, Anadolu’ya gelerek devletin başına geçti(1092). I. Kılıç Arslan, Bizans’a karşı Çaka Bey ile ittifak kurdu. Ancak bir süre sonra Çaka Bey’in güçlenmesinden çekindiği için Bizans’ın da kışkırtmaları ile Çaka Bey’i öldürtmüştür. Başa geçen 1. Mesut zamanında,  II. Haçlı ordusu ile başarılı savaşlar yapıldı. II. Kılıç Arslan, Denizli yakınlarında Miryakefalon da büyük bir Bizans ordusunu yendi. Bu zafer ile Türkler Anadolu’ya kesin olarak yerleştiler(1176). II. Kılıç Arslan, III. Haçlı seferini başarısızlığa uğrattı.
Anadolu Selçuklu Devleti Sultanları

Süleyman Şah Devri (1077–1086)
Süleyman Şah, Bizans'ta süren taht kavgalarına karışarak desteklediği Botaniates’in imparator olmasını sağladı. Bizans’ın içinde bulunduğu durumdan yararlanarak, Güney Marmara kıyılarını, Kocaeli Yarımadasını, Üsküdar ve Kadıköy’ü  ele geçirdi. Boğazın Anadolu yakasını kontrolü altına alan Süleyman Şah, bir gümrük idaresi kurarak Boğaz’dan geçen gemilerden vergi aldı.
Bizans, vergi vermeyi kabul ederek Selçuklular ile barış yapmak istedi. Yapılan antlaşma ile Dragos Çayı sınır kabul edildi. Bundan sonra doğuya yönelen Süleyman Şah’ın  önce Antakya’yı alması, ardından Halep’i kuşatması, Suriye Selçukluları ile savaşmasına yol açtı. Halep yakınlarında yapılan savaşı kaybeden Süleyman Şah öldü (1086).
I. Kılıç Arslan Devri (1092–1107)
Melikşah, Süleyman Şah’ın ölümünden sonra çocuklarını yanına getirtti. Bu sırada Süleyman Şah’ın vekil olarak bıraktığı Ebulkasım, devletin dağılmasını önledi. Melikşah’ın ölümü üzerine serbest kalan I. Kılıç Arslan, Anadolu’ya gelerek devletin başına geçti(1092). I. Kılıç Arslan, Bizans’a karşı Çaka Bey ile ittifak kurdu. Ancak bir süre sonra Çaka Bey’in güçlenmesinden çekindiği için Bizans’ın da kışkırtmaları ile Çaka Bey’i öldürtmüştür. Başa geçen 1. Mesut zamanında,  II. Haçlı ordusu ile başarılı savaşlar yapıldı. II. Kılıç Arslan, Denizli yakınlarında Miryakefalon da büyük bir Bizans ordusunu yendi. Bu zafer ile Türkler Anadolu’ya kesin olarak yerleştiler(1176). II. Kılıç Arslan, III. Haçlı seferini başarısızlığa uğrattı.
I. Mesud Devri

1116 tarinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin başına geçti. Bir süre Danişmentlilere bağlı olarak hareket etmek zorunda kaldı. 1147 tarihinde II. Haçlı seferi başladı. Haçlılar bozguna uğratıldı. Anadolu'daki ilk bayındırlık ve kurumlaşma hareketleri bu dönemde başlamıştır.
Sultan I. Mesut 1155 tarihinde vefat etti.
2. Kılıç Arslan Devri

I. Mesut'un 1155 tarihinde ölümü üzerine oğlu II. Kılıç Arslan başa geçti. 1176 tarihinde Miryakefalon Savaşı'nda Bizanslılar bozguna uğratıldı. Bir daha Anadolu için "Türkler'in işgali altındaki ülke" deyimi kullanılmadı. Miryakefalon'dan sonra Türkler'in Anadolu'ya yerleşmesi kesinleşti. 1178 tarihinde Danişmenliler Beyliği'ne son verildi. II. Kılıç Arslan, 1192 yılında öldü. Selçuklu tahtına Gıyaseddin Keyhüsrev geçti.


Rükneddin Süleyman Şah Devri
Rükneddin Süleyman döneminde, Bizans vergiye bağlandı. Ermenilerle yapılan savaş kazanıldı. Saltukoğulları Beyliğine son verildi. Anadolu Selçuklu Devleti, bu dönemde yükselme dönemine girdi.

1. Gıyaseddin Keyhüsrev Devri

Süleyman Şah'ın 1204 yılında ölümü üzerine tahta Gıyaseddin Keyhüsrev yeniden geçti.
Karadeniz seferi sonunda Trabzon Rum Devleti'ni yendi. Akdeniz seferi sonunda Antalya'yı aldı. Anadolu Selçukluları ilk kez Akdeniz'e indi. Antalya ithalat ve ihracat yapılan yer haline geldi. Ticareti geliştirmek amacıyla Venedik'le ilk defa ticaret anlaşması yaptı. İlk defa bir ticaret anlaşması Venediklilerle bu dönemde yapıldı.

Gıyaseddin Keyhüsrev 1211 tarihinde öldü.


İzzeddin Keykavus Devri

Gıyaseddin Keyhüsrev'in 1211 yılında ölmesi üzerine tahta geçti. Trabzon Rum İmparatorluğu'nu yenerek Sinop'u fethetti. Böylece Anadolu Selçukluları ilk defa Karadeniz'e ulaştı. Kıbrıs Krllığı ve Venedik Cumhuriyeti ile ticaret antlaşmaları imzaladı.

I. İzzettin Keykavus 1220 yılında öldü.


KÖSEDAĞ SAVAŞI (1243)

Yıkılış Dönemi
Alaaddin Keykubat'ın ölümü üzerine oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta geçti.
Asya'da başlayan Moğol istilası birçok Türkmen boyunun Anadolu'ya göç etmesine neden oldu.
Baba İshak, 1240 tarihinde devlete karşı ayaklandı.
1242 yılında Moğollar, Anadolu'ya girdi.
1243 yılında Kösedağ Savaşı'nda Selçuklular yenildi.
II. Gıyaseddin'in ölümü üzerine Rükneddin Kılıç Aslan tahta geçti.
Memlük hükümdarı Baybars Anadolu'yu Moğol baskısından kurtarmak için Anadolu'ya gelerek Moğolları yenilgiye uğrattı.

ANADOLU SELÇUKLU BEYLİKLERİ
Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1243 Kösedağ Savaşı’nda yenilmesi ve gerileme dönemine girmesiyle, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde beylikler kurulmuştur. Bu beylikler genellikle birbirinden bağımsız olarak kurulmuşlardır.
Anadolu’da kurulan bu beylikler,  Moğolların Anadolu’yu işgal etmesiyle ortaya çıkan otorite boşluğunu doldurmak için çalışmışlardır.
Bu beylikler Anadolu Türk birliğini sağlamaya çalışmışlardır. Bu beylikler Moğollar ve Bizans Devleti ile savaşmışlardır.
ANADOLU TÜRK BEYLİKLERİ
OSMANOĞULLARI: 1299 tarihinde, Osman Bey tarafından Söğüt ve Domaniç çevresinde kurulmuştur. Kurulan Türk beylikleri içinde en uzun süre hüküm süren beyliktir. Diğer Türk beyliklerini ele geçirerek, Anadolu Türk birliğini sağlamışlardır.
KARAMANOĞULLARI: 1250 tarihinde Konya, Ermenek, Larende(Karaman) ve çevresinde kurulan beyliğin kurucusu Nure Sofi  olarak bilinir. Beyliğin en güçlü olduğu dönem ise Mehmet Bey dönemidir. Mehmet Bey döneminde Türkçe resmi dil olarak kabul edilmiştir. Beylikler içerisinde Osmanlı Devleti’ni en fazla uğraştıran beyliktir. Anadolu(Türkiye) Selçuklu Devleti’nin tek varisi olduklarını iddia etmişlerdir. II. Bayezid döneminde 1487 tarihinde yıkılmıştır.
GERMİYANOĞULLARI: Kütahya merkez olmak üzere Yakup Bey tarafından kurulmuştur. Yakup Bey’in vasiyeti üzerine II: Murat zamanında Osmanlı Devleti’ne katılmıştır.
HAMİTOĞULLARI: Isparta ve Eğirdir çevresinde Dündar Bey tarafından kurulmuştur. 1425 tarihinde II. Murat tarafından beyliğe son verilmiştir.
MENTEŞEOĞULLARI: Muğla ve çevresinde Menteşe Bey tarafından kurulan beylik, 1424 tarihinde II. Murat döneminde Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
CANDAROĞULLARI: Kastamonu ve Sinop’ta Şemseddin Yamancandar tarafından kurulmuştur. 1384 tarihinde iki kola ayrılan beylik, İsfendiyar oğulları Beyliği adıyla varlığını sürdürmüştür. 1461 tarihinde Fatih tarafından beylik ele geçirilmiştir.
AYDINOĞULLARI: Birgi, Selçuk ve Tire’de kurulmuştur. 
DULKADİROĞULLARI: Elbistan ve Maraş çevresinde kurulmuştur.
SARUHANOĞULLARI: Manisa ve çevresinde kurulmuştur.
ERETNA BEYLİĞİ: Sivas ve çevresinde kurulmuştur.
KARASİOĞULLARI: Balıkesir ve çevresinde kurulmuştur.
KARAKOYUNLULAR: Erzurum - Musul arasında hüküm sürmüş Türk devletidir.
RAMAZANOĞULLARI: Adana - Maraş arasında kurulmuş bir Türk devletidir.
AKKOYUNLULAR: Diyarbakır başkent olarak kurulmuş bir Türk devletidir.

MİRYOKEFALON SAVAŞI(1176)

Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans arasında gerçekleşmiştir. 1071 Malazgirt Meydan Savaşı ile Anadolu'nun kapıları Türklere açılmıştı. Türkler hızlı bir şekilde Anadolu da fetihler gerçekleştiriyordu. Türklerin ilerlemesinden rahatsız olan Bizans, bu ilerlemeyi durdurmaya karar verdi. Selçuklu komutanı 2. Kılıçarslan ile Bizans hükümdarı Manuel Komnenos 1176 tarihinde Miryakefalon mevkiinde karşılaştı. 100.000 kişilik bir orduya sahip olan 2. Kılıçarslan, Bizans ordusunu Miryakefalon da sıkıştırdı. Bizans ordusu bozguna uğratıldı. Bizans hükümdarı Manuel, geri çekilmek zorunda kaldı.

Bu zafer Türkler için çok önemlidir. Bu zafer ile Türklerin Anadolu'dan atılamayacağı anlaşıldı. Türkler Anadolu'ya kesin olarak yerleşti.
HAÇLI SEFERLERİ
Avrupa da yaşayan Hıristiyan devletlerin, Türk ve İslam ülkeleri üzerine düzenledikleri seferlerdir. Sefere katılan kişilerin üzerlerinde "haç işareti" bulunmasından dolayı haçlı seferleri denilmiştir.
Haçlı Orduları, Türk ve İslam ülkeleri üzerine 8 haçlı seferi yapmışlardır. Bu seferlerden ilk 4 tanesi Anadolu üzerinden, sonraki 4 seferde deniz yoluyla gerçekleştirilmiştir.
HAÇLI SEFERLERİNİN SEBEPLERİ
1- Ekonomik Sebepler
a) Fakir Avrupalıların, İslam ülkelerinin zenginliklerini elde etme düşüncesi.
b) Türk ve İslam devletlerinin elinde bulunan önemli ticaret yollarını ele geçirme düşüncesi.
c) Avrupa da baş gösteren işsizlik sorunu.
2- Siyasal Sebepler
a) Türklerin Anadolu'daki ilerlemeleri.
b) Bizans'ın, Türklere karşı Avrupa'dan yardım istemesi.
c) Avrupa da, macera arayan bir sınıfın ortaya çıkması.
3- Dini Sebepler
a) Müslümanların elinde bulunan Kudüs, Antakya, İskenderiye gibi kutsal şehirlerin alınmak istenmesi.
b) Kluni tarikatının faaliyetleri.
c) Papanın, Hıristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması.
d) Hıristiyanlığı yayma düşüncesi.

HAÇLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI
1- Ekonomik Sonuçları
— Akdeniz limanları önem kazandı. Ticaret gelişti.
— Anadolu yakılıp, yıkıldı, büyük zararlara uğradı.
— Venedikliler bu seferler sonunda zenginleştiler.

2- Siyasal Sonuçları
— Derebeylik rejimi güç kaybetti.
— Merkezi krallıklar güçlendi.
-   Türklerin Avrupa'ya geçişleri ve İstanbul'un Fethi 200 yıl gecikti.
—Türklerin İslâm dünyası üzerindeki etkinlikleri arttı.

3- Dini Sonuçları
—Papa ve Din adamlarının otoriteleri sarsıldı. İlerideki Reform hareketlerine
Zemin hazırladı.
—Kudüs’ü geri alamadılar (Amaçları gerçekleş¬medi).
4- Kültürel Sonuçları
-   Kâğıt, pusula, barut, matbaa gibi uygarlık değerleri Avrupa'ya taşındı.
—Arap rakamlar, logaritma, cebir, satranç Haçlı Seferleri sonucunda Avru¬pa'ya geçti.
—Bu taşınan değerler ve bilgiler ilerideki aydın¬lanma çağına zemin hazırlamıştır.


OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU

Kayı boyuna ait Ertuğrul Gazi yönetimindeki aşiret Anadolu Selçukluları zamanında Ankara dolaylarına yerleştirilmişlerdi. Sonraki süreçte Osman Bey idaresindeki Kayı Türkleri Eskişehir ve Söğüt çevresine yerleştiler.
Osman Gazi Karaca hisar İnegöl Yenişehir ve Bilecik yörelerini fethedince çevredeki Bizans tekfurları ordu kurdular Bu ordu, Osman Gazi idaresindeki birlikler tarafından Koyunhisar (Bafeon) Savaşında yenilgiye uğratıldı (1302). Böylece Osmanlılar ilk zaferlerini kazandılar.
Orhan Gazi Dönemi (1324–1362)
1.Bursa fethedildi ve başkent yapıldı.
2.İznik'in fethine girişildi. Bunu önlemek isteyen Bizans kralının kurduğu ordu Maltepe (Pelekonon) Savaşında yenilgiye uğratıldı (1329). Böylece Osmanlılar, Bizans devletiyle doğrudan yaptıkları bu savaşı kazandılar. Savaştan sonra İznik başkent yapıldı.
3.Bizansta taht kavgasına giren Kantakuze'ne yardım edildi. Bu yardım karşılığında Gelibolu’daki Çimpe Kalesi kazanıldı. Gelibolu’nun fethine girişildi. Kazanılan Tekirdağ dolaylarına Anadolu'dan getirilen Türkler yerleştirildi.
4.Karesi Beyliğine son verildi. Rumeli’ye geçiş yolu Çimpe kalesiyle birlikte açılmış oldu.
5.Divan teşkilâtı kuruldu. Yaya ve Müsellem (atlı) askerlerden ilk düzenli ordu kuruldu. Böylece beylikten devlete geçiş sağlandı.
I. Murat Dönemi (1362–1389)
1.Karamanlıların kışkırtması nedeniyle Ankara'yı idrelerine alan Ahilerden Ankara geri alındı.
2.Rumeli'de yapılan Sazlıdere Savaşı kazanıldı. Bundan sonra Edirne fethedildi (1363)
3.Papalık Edirne'nin fethine tepki olarak propaganda yaptı Bunun sonucu balkanlı uluslar Haçlı Ordusu kurdular. Haçlılar Sırpsındığı Savaşında yenilgiye uğratıldı (1364).
4.Sırpların kurduğu haçlı ordusu Çirmen Savaşında yenilgiye uğratıldı. (1371)
5.Hamitoğulları Beyliğinden Toprak satın alındı.
6.Karamanlılar, Osmanlıların Anadolu’ya yönelmesine karşı çıktılar Osmanlıların yaptıkları savaşla karamanlılara üstünlüklerini kabul ettirdiler.
7.Balkanlarda bir Osmanlı akıncı birliği Ploşnik Savaşında yenilgiye uğratıldı. Bundan yararlanan Sırplar Osmanlıları Balkanlardan atmak için birleşik Haçlı ordusu kurdular. I. Murat, bu haçlı ordusunu I. Kosova Savaşında yenilgiye uğrattı (1389) Ancak Savaş sonunda I. Murat bir Sırplının saldırısıyla öldü.
Yıldırım Beyazıt Dönemi (1389–1402)
1.I. Murat'ın kararı üzerine hükümdar oldu. Taht kavgasına gireceğinden şüphelendiği kardeşi Yakup'u öldürttü.
2.Karamanlılar dâhil Batı Anadolu'daki beyliklere son verdi. Böylece büyük ölçüde siyasi birliği sağladı.
3.İstanbul'u ilk kez kuşattı. Bunun üzerine Batı Avrupa uluslarının katılımıyla büyük bir Haçlı ordusu kuruldu. Yıldırım Beyazıt bu orduyu Niğbolu Savaşında yendi (1396).
4.Yıldırım Beyazıt Bizans'ı ikinci kez kuşattı. Karadenizden Bizans'a gelecek yardımları önlemek için Anadolu Hisarını (Güzelce Hisarı) yaptırdı. Kuşatma sürerken Doğu Anadolu'da Timur tehlikesi belirdi. Bunun üzerine Bizans'la anlaşma yapılarak kuşatma kaldırıldı. Bu anlaşmaya göre:

a)Bizans yıllık vergi verecek.
b)İstanbul’da bir Müslüman Mahallesi kurulacak
c)Haliç'e bir Osmanlı birliği yerleştirilecek.
Ankara Savaşı (1402)

Nedenleri

1.Timur'a topraklarını kaptıran Karakoyunlu ve Celayir hükümdarlarının Osmanlı Devleti'ne sığınmaları Timur'un bunları kendisine teslim edilmesini istemesi.
2.Yıldırım Beyazıt'ın, beyliklerine son verdiği Anadolu beylerinin Timur'dan yardım istemeleri.
3.Timur'un, kendi üstünlüğünün tanınmasını istemesi.
Ankara Savaşını Timur kazandı.
Sonuçlar
1.Anadolu'da siyasi birlik bozuldu. Bu durum savaşın en önemli sonucudur. Çünkü beylikler yeniden kurulmuştur.
2.Yıldırım Beyazıt öldü ve oğulları arasında taht kavgaları başladı.
3.Yıldırımın oğulları arasındaki taht kavgası döneminde (fetret devrinde) devlet dağılma tehlikesi geçirdi. 11 yıl süren bu kavgayı Çelebi Mehmet kazanmıştır.
Çelebi Mehmet Dönemi (1413–1421)
1.Bozulan devlet kurumlarını yeniden sağlamlaştırdı. Anadolu'da otoriteyi yeniden sağladı. Böylece devleti dağılmaktan kurtardı. Bu çalışmalarından dolayı Çelebi Mehmet devletin ikinci kurucusu sayılmıştır.
2.Ege denizinde Venediklilere ait Adalardan Anadolu kıyılarına saldırılar oldu. Bundan dolayı Venediklilerle ilk büyük deniz savaşı yapıldı. Osmanlının deniz gücü zayıftı. Osmanlılar yenildi. Bizans'ın araya girmesiyle anlaşma yapıldı.
3.Fetret dönemindeki siyasi ve sosyal sorunları gerekçe gösteren Şeyh Bedrettin isyan çıkardı. Rumeli de çıkan bu isyan bastırıldı. (1420)
4.Timur'un Semerkant'a götürdüğü Mustafa Çelebi geri dönerek taht kavgasına girdi. Mücadeleyi kaybedince Bizans'a sığındı. Bu kişinin gerçek Şehzade Mustafa Çelebi olmadığı iddia edildi. Bundan dolayı bu olaya "Düzmece Mustafa Olayı" denilmiştir.
II. Murat Dönemi (1421–1451)
1.Bizans Devleti Mustafa Çelebi'nin başlattığı taht kavgasını yeniden destekledi. II. Murat bu mücadeleyi kazandı. Mustafa Çelebi öldürüldü.
2.Karaman ve Germiyan Beyleri Osmanlının otoritesini sarsmak için II. Muratın kardeşi Şehzade Mustafa'yı taht kavgasına sürüklediler. II. Murat bu mücadeleyi kazandı.
3.Osmanlı orduları Balkanlarda Macarlarla yaptıkları savaşları kaybettiler. Bunun üzerine II. Murat barış istedi. Macarlarla Edirne Segedin Anlaşması imzalandı (1444). Anlaşmaya göre
a)10 yıl savaş olmayacak.
b)Tuna sınır sayılacak.
4.II. Murat iktidarı küçük yaştaki II. Mehmet’e bıraktı. Ancak devlet adamları arasında sorunlar çıktı. Macarlar anlaşmayı bozdular. II. Murat yeniden padişahlığa geldi. Macarlar Varna Savaşında yenilgiye uğratıldı (1444).
5.II. Murat iktidarı tekrar bıraktı. Yine aynı sorunlar çıktı. II. Murat tekrar padişahlığa geldi. Macarların yönetimindeki haçlı ordusunu II. Kosova Savaşında yenilgiye uğrattı (1448). Balkanlı uluslar bir daha saldırı düzenlemediler. Böylece Osmanlıların Balkanlara yerleşmesi kesinleşmiştir
"BİR RÜYADAN DOĞAN DEVLET: OSMANLILAR"
Osman Bey sık sık Şeyh Edebalı'nın ziyaretine gider öğütlerini dinlerdi. Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şey Edebalı'nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti.
Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatır. Edebalı rüyayı şöyle yorumlar:"Oğul Osman, Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun, kızım Malhun Hatun senin helâlin olsun."der. Edebalı’nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun(Rabia Bala Hatun)ile evlenir.
Bu rüyadan doğan Osmanlı Devleti tam 6 asır Devlet-i Muazzama olarak üç kıt'a da hüküm sürdü. Osman Gazi'nin soyundan gelen Padişahlardan bazıları 50 yıl bazıları birkaç ay Tahtta kaldı. Büyük bir devlet kuran Osman Gazi öldüğünde kendisinden geriye şahsi mirası olarak bir atı bir kılıcı bir çizme ve birde çadırı
ŞEYH EDEBALI'NIN OSMAN GAZİ'YE NASİHATİ

Oğul,
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar
Akşam ezanında ölürler.

Avun oğlum avun,
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın
Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener,
Sabah rüzgârlarında savrulur gidersin.

Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.
Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilmeyen gizemler, bilinmeyenler,
Görülmeyenler,
Ancak senin erdemlerinle
Gün ışığına çıkacaklar.

Ananı-atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir.
Bu dünya inancını kaybedersen
Yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açık sözlü ol.
Her sözü üstüne alma, gördün söyleme, bildin bilme.
Sevildiğin yere sık gidip gelme.
Kalkar itibarın, muhabbet olmaz.
Üç kişiye acı:
Cahiller arasındaki âlime,
Zenginken fakir düşene,
Hatırlı iken itibarını kaybedene.
Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar
Aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Haklı olduğunda mücadeleden korkma.
Bilesin ki atın iyisine doru,
Yiğidin iyisine deli derler...

OSMANLI DEVLET YÖNETİMİ

Osmanlı Devleti'nde yönetim;
1- Merkez Yönetimi
2- Taşra Yönetimi
Olmak üzere ikiye ayrılırdı.
1- Merkez Yönetimi:
Divan: Din ve devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı en yüksek kuruldur.
Divan Üyeleri:
Padişah başkanlığında;
a) Vezir-i Âzam (Sadrazam)
b) Vezirler
c) Nişancı
ç) Kazasker
d) Defterdar
e) Şeyhülislam
f) Kaptan-ı Derya



OSMANLI TOPLUM YAPISI
Osmanlı Devleti'nde halk; Askerler ve Reaya diye ikiye ayrılırdı.
1- Askerler: Devlet ileri gelenleri, askerler, memurlardan oluşan, devlet işleriyle ilgilenen kişilerdir.
2- Reaya: Köylüler, zanaatkârlar, tüccarlardan oluşan halk grubudur. Müslüman ve Gayri Müslim halk reayayı oluştururdu. Köyde yaşayanlar tarım ve hayvancılıkla, şehirde yaşayanlar ise zanaat ve ticaretle uğraşırdı.

OSMANLI DEVLETİ'NDE ORDU SİSTEMİ
Osmanlı Devleti 1299–1922 tarihleri arasında yaklaşık 623 yıl hüküm sürmüş güçlü bir devlettir. Bu kadar uzun süre Üç kıtaya hâkim olmasının sebepleri arasında birçok sebep vardır. Bu sebeplerin en önemlilerinden birisi de güçlü bir orduya ve askeri sisteme sahip olmasıdır.
Osmanlı Devleti'nde ilk askeri teşkilat, Orhan Bey zamanında kurulmuştur. Orhan Bey'den itibaren güçlenen Osmanlı ordusu kara ve denizde güçlenerek, başarılar kazanmıştır.
Osmanlı kara ordusu, Kapıkulu Askerleri, Eyalet Askerleri ve Yardımcı Kuvvetlerden oluşmaktaydı.
Osmanlı ordusunun belkemiği sayılan Yeniçeri Ocağı, I. Murat zamanında kurulmuştur. Bu ocak, Osmanlı Devleti'nin kuruluş ve yükselme dönemlerinde çok önemli başarı elde etmiştir. Duraklama döneminde bozulmaya başlayan bu ocak, Osmanlı Devleti için sorun oluşturunca II. Mahmut tarafından 1826 tarihinde kaldırılmış, yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye isminde yeni bir ordu kurulmuştur.

OSMANLI ORDUSU

1- Kara Kuvvetleri 
A) Eyalet Askerleri
a) Tımarlı Sipahiler
Tımarlı Sipahiler, Eyalet askerlerinin dolayısıyla Osmanlı Ordusu'nun en önemli kesimiydi. Tımarlı sipahiler Türklerden oluşurdu. Tımarlı sipahiler tımar sahiplerinden ve bunların beslemekle yükümlü oldukları askerlerden meydana gelirdi. Bir seferden 2-3 ay önce tımarlı sipahilere hazır olmaları emredilirdi. Bütün sipahilerin sefere katılması zorunluydu. Sipahilerin subaylarına Alaybeyi denirdi. Her alaybeyi 1000 sipahiyi kumanda ederdi. Silahları kılıç, ok-kalkan, mızrak idi. Her sipahiye bir de at verilirdi. Başlarında miğfer üstlerinde zırh bulunurdu. Tımarlı sipahiler atlı olduğundan hızlı hareket edebilirlerdi. Bu nedenle düşmanı çember içine almak ve kaçan düşmanı kovalamak onların göreviydi. Akıncılar sınır boylarında oturur, seferde ordunun güvenliğini sağlardı. Bir kaç dil bilen tımarlı sipahiler istihbarat görevi yaparlardı. Barış zamanında ise düşman topraklarına akınlar düzenlenirdi. Ayrıca onların eğittiği askerlere cebelü denirdi.
b) Azaplar
Anadolu beyliklerinde, donanma hizmetinde kullanılan asker. Osmanlı teşkilatında hafif yaya askeri. Azab, Arapçada evli olmayan, bekâr erkek demektir. Yaya azabları, harp vukuunda, ihtiyaca göre 20 veya 30 haneden bir kişi alınmak suretiyle toplanırdı. Diğer haneler de, seçilen bu azabların masraf ve iaşelerini karşılamakla mükellef tutulurdu. Askerden kaçmaması için, her azabın bir kefili vardı. Kaçtığı takdirde masraf bu kişiden alınırdı. Azablar, vergiden muaftılar. Kara savaşlarında düşmanın ilk saldırısını karşılamak, azabların vazifesiydi. Düşmanı ilk önce ok yağmuruna tutan Azablar, göğüs göğse harbe girdiklerinde, belli bir plan dâhilinde iki yana açılırlar ve düşmanı topçu kuvvetleri ile karşı karşıya bırakırlardı. İşte bu anda Osmanlı topçusunun seri atışı sonunda, düşmana öldürücü darbe indirilmiş olurdu.
c) Akıncılar
Akıncılar Osmanlı Devleti askeri teşkilatında sınır bölgelerinde, düşman memleketlerine ani baskınlar tertipleyerek yıpratma harekatında bulunan hafif süvari gruplarına verilen isim. Akıncılar, bazılarının zannettikleri gibi yağma gayesiyle düşman içine giren ve hayatlarını talanla kazanan askeri bir birlik değildi. Akıncıların vazifeleri, akın yapmakla kalmayıp, aynı zamanda düşmanın durumunu, yolları ve kuvveti hakkında bilgi toplamak gibi istihbarat görevini de yerine getirirlerdi. Bu görevlerini esasa bağlayan kanunları vardı. Akıncılık, babadan oğula geçerdi ve yalnızca Türklere has askeri bir sınıftı. Bunlar, şimdiki askeri teşkilattaki komando birliklerine benzetilebilir.
B) Kapıkulu Askerleri
a) Kapıkulu Piyadeleri
a1) Acemi Ocağı
a2) Yeniçeri Ocağı
a3) Topçu Ocağı
a4) Top Arabacıları Ocağı
a5) Lağımcı Ocağı
b) Kapıkulu Süvarileri
b1) Sipahi
b2) Silahtar
b3) Sağ Garipler
b4) Sol Garipler
b5) Sağ Ulufeciler
b6) Sol Ulufeciler
C) Yardımcı Kuvvetler

2- Deniz Kuvvetleri


Deniz Kuvveti İle İlgili Kavramlar
Kaptan-ı Derya: Deniz Komutanı
Levent: Deniz Askeri
Reisler: Küçük tekne kaptanıdır.
Forsalar: Osmanlı askeri sınıfı.
Tayfalar: Osmanlı askeri sınıfı.


OSMANLI DEVLETİ'NDE TOPRAK YÖNETİMİ

Osmanlı Devleti'nde toprakların tamamına yakını devletin malı sayılırdı. Devlet, toprakları işlenmesi karşılığı halka vermişti. Halk bu toprakları eker - biçer gelirinden devlete vergi verirdi. Devlet, toprağın işlenmesini denetler ve toprak boş kalmazdı. Toprağını boş bırakanlardan alınır ve başkasına verilirdi. Böylece üretim devam ederdi.
Osmanlı Toprak Sistemi
1- Devlete Ait Topraklar(Miri Arazi):
a) Has
b) Zeamet
c) Tımar
2- Mülk Topraklar: Hizmetlerinde başarı gösteren kişilere verilen, babadan oğula geçebilen topraklardır.
3- Vakıf Topraklar:
 Geliri hastane, camii, medrese gibi kurumlara bırakılan topraklardır.
OSMANLI DEVLETİ'NDE DİN VE İNANIŞ
Osmanlı Devleti topraklarında din olarak İslamiyet benimsenmiştir. Osmanlı padişahları da İslamiyet'i din olarak seçmiş ve İslam'ın getirdiği kurallara harfiyen uymuşlardır. Osmanlı padişahları İslamiyet'i yaymayı kendilerine vazife bilmişler ve yaptıkları seferler sonunda ele geçirdikleri yerlerde İslamiyet'in yayılması için çalışmışlardır.
Osmanlı Devleti'nde kanunlar belirlenip, uygulanırken Kuran ve Hadis temel kaynak olarak belirlenmiş ve Şer'i Hukuk ile Örfi Hukuk birlikte uygulanmıştır.
Osmanlı Devlet yönetiminde, yapılacak bir işin, alınacak bir kanunun, İslam Dini'ne uygunluğunu "Şeyhülislam(Müftü)" denetler ve "Fetva" ismi verilen kararı verirdi. II. Murat döneminde kurulan Şeyhülislamlık makamının ilk Şeyhülislamı Molla Şemseddin Fenari'dir.
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun ilk yıllarından itibaren İslamiyet'in yayılması için Ahilik, Babailik, Mevlevilik gibi tarikatlar büyük rol oynamışlardır.
Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi'nden sonra Halifelik Osmanlı Devleti'ne geçmiştir. Osmanlı Devleti, bu olaydan sonra İslam'ın koruyuculuğunu üstlenmiştir.  
Osmanlı Devleti'nde din ve inanış çok önemli bir kavramdı. Ülke de çeşitli dinlere inanan insanlar, toplumlar, milletler bulunmaktaydı. İslamiyet başta olmak üzere, Hıristiyanlık, Musevilik gibi dinlere inanan insanlar, dini yönden serbestlik içindeydi. Hiç kimseye, dininden dolayı ayrım yapılmaz, herkes kanun önünde eşit sayılırdı.

OSMANLI YENİ BAŞKENTİNDE
İSTANBUL’UN FETHİ
(29 MAYIS 1453)


İSTANBUL'UN FETHİ, NEDENLERİ VE SONUÇLARI

II. Murat'ın ölümünden sonra, yerine oğlu II. Mehmet (Fatih) ikinci defa Osmanlı tahtına çıktı.

II. Mehmet devletin iç ve dış güvenliğinin sağlanması, Balkanlardaki ilerlemenin devamı için İstanbul’un mutlaka alınması gerektiğine inanıyordu. Bu nedenle hükümdar olduktan hemen sonra İstanbul’un fethi için hazırlanmaya başladı.

İstanbul’un Fethinin Nedenleri

1. Osmanlı Devleti'nin Rumeli ve Anadolu'daki topraklarını birleştirme düşüncesi,

2. Bizans'ın, Avrupa'yı Türklere karşı her fırsatta kışkırtması ve Haçlı seferlerinin düzenlenmesine yol açması,

3. Bizans'ın, Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtması. Osmanlı şehzadelerini isyan etmeleri için kışkırtması. Bu nedenle Anadolu Türk siyasal birliği ve Osmanlı Devleti'nin güvenliği açısından tehdit oluşturması,

4. Bizans'ın konumundan dolayı, Türk ordularının Rumeli'den Anadolu'ya, Anadolu'dan Rumeli'ye geçerken çeşitli zorluklarla karşılaşması,

5. Ekonomik yönden gelişmek isteyen Osmanlı Devleti'nin İstanbul'u alarak kara ve deniz ticaret yollarına egemen olmak istemesi,

6. İstanbul'un alınması durumunda, Avrupa devletlerinin Türkleri Balkanlardan atma ümidinin kırılacak olması.

Kısaca; II. Mehmet, Batı dünyasına üstünlük sağlamak, Anadolu ve Rumeli topraklarının güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamak, İslam dünyasında itibar kazanmak, Türk ekonomisini canlandırmak gibi amaçlarla İstanbul'un fethi için hazırlıklara başladı.

7. Hz. Muhammed’in İstanbul hakkındaki hadisi.


Fetih için Yapılan Hazırlıklar

II. Mehmet padişah olduktan hemen sonra, İstanbul'un fethi için hazırlıklara başladı. İstanbul tarih boyunca birçok kez değişik milletler tarafından kuşatılmış fakat alınamamıştır. (Avarlar, Araplar ve Bulgarlar gibi). Osmanlı hükümdarlarından; Yıldırım Beyazıt, Musa Çelebi ve II. Murat’ta şehri kuşatmış fakat alamamışlardı. Bütün bunları dikkate alan II. Mehmet, şehrin fethi için gereken planları hazırladı.

II. Mehmet'in fetih için yaptığı hazırlıklar

1. Bizans'a, Karadeniz'den gelecek yardımları engellemek ve kuşatma sırasında üs olarak kullanılmak üzere Yıldırım Beyazıt zamanında yapılmış olan Anadolu Hisarı'nın (Güzelce Hisar) karşısına Rumeli Hisarı'nı (Boğazkesen) yaptırıldı.

2. Boğazlardan gelebilecek yardımları engellemek ve İstanbul'u denizden de kuşatmak amacıyla 400 parçalık büyük bir donanma kuruldu.

3. Bizans'ın, İstanbul çevresindeki kaleleri ele geçirildi.

4. Surların üzerinden aşırtma gülleler atacak havan topları yapıldı.

5. Edirne'de, İstanbul surlarını yıkmak için büyük toplar döktürdü. Bu topların planlarını Fatih'in kendisi çizdi.

6. Surlara yaklaşmayı ve tırmanmayı kolaylaştırmak amacıyla tekerlekli kuleler yaptırıldı.

7. Kuşatma sırasında sınırların güvenliği için Macaristan, Sırbistan, Eflak, Venedik ve Karamanoğulları’yla barış anlaşmaları yapıldı.

8. Avrupa'dan gelebilecek yardımları önlemek için Balkanlara ordu gönderildi.

Bizans'ın Savunma Hazırlıkları

Osmanlı Devleti'nin hazırlıklarını gören Bizans imparatoru Kostantin;

• Haliç’ten gelebilecek Türk saldırılarına karşı Haliç’in ağzını zincirle kapattı.

• Surları ve kaleleri tamir ettirdi. Halktan bir kısmını askere aldı.

• Halkı silahlandırdı.

• Avrupa devletlerinden yardım istedi.

• Bizanslıların en önemli silahlarından biri de hem karada hem de suda yanabilen Grejuva ateşiydi.

İstanbul'un Kuşatılması ve Fethi

Hazırlıklarını tamamlayan II. Mehmet, 5 Nisan 1453’te İstanbul önlerine geldi. Şehri karadan ve denizden kuşattı. Bizans imparatoru, Osmanlıların İstanbul'u savaşsız terk etmeleri teklifini kabul etmedi.

6 Nisan 1453'ten itibaren İstanbul kuşatması ve taraflar arasında çatışmalar başladı. 21–22 Nisan gecesinde 72 parçalık Osmanlı donanması kızaklardan kaydırılarak Haliç'e indirildi. Bu durum Bizans’ın işini zorlaştırdı. 53 gün süren kuşatma, 29 Mayıs 1453'te şehrin düşmesiyle sona erdi.

İstanbul'un Fethinin Sonuçları

İstanbul'un fethi hem Türk hem de dünya tarihi açısından önemli sonuçlara yol açtı.

Bu sonuçlar;

. İstanbul yeni başkent oldu.

• Bizans imparatorluğu sona erdi.

• Avrupa, Türklere karşı Hıristiyanlığın doğu kalesi olan İstanbul’u kaybetti. Böylece Osmanlı Devleti Avrupa'ya karşı siyası bir üstünlük kazanmış oldu.

• Osmanlı Devleti'nin Rumeli ve Anadolu toprakları arasında bütünlük sağlandı.

• Avrupalıların, Türkleri Balkanlardan çıkarma ümidi kalmadı. Türkler için Balkanlarda daha güvenle yerleşme imkânı doğdu.


• Türk ordularının doğuda ve batıda daha güvenle ilerlemesi sağlandı.

• Osmanlı Devleti'nin başkenti Edirne'den İstanbul’a taşındı.

• II. Mehmet Fatih unvanını aldı.

• Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Devri sona ererek Yükselme Devri başladı.

• Osmanlıların İslam dünyasında saygınlığı arttı.

• Hıristiyanlığın Ortodoks Mezhebi (Ortodoks Patrikliği) Osmanlı himayesine alınarak din ve vicdan özgürlüğü sağlandı.

• Karadeniz ile Akdeniz arasındaki ticaret yolunun denetimi, Türklerin eline geçti. Böylece Osmanlı ekonomisi güçlendi. Türk deniz ticareti gelişti.

• Ticaret yollarının Türklerin eline geçmesi üzerine Avrupalılar doğuya giden yeni yollar aramaya başladı. Avrupalıların doğu ülkelerine giden yeni yol arayışları Coğrafi Keşiflere neden oldu.

Orta Çağ sona erip Yeni Çağ başladı.

Büyük topların, surları yıktığı görüldü. Topun savaşlardaki önemi arttı. Bu durum, Avrupa'da feodalite rejiminin yıkılmasını kralların güçlenmesini sağladı.
Kaynak: İlginizi Çekecek Güzel Haberler Oyunlar ve fazlası
Googleda AraGoogle da bu haberi ara

ECBanner bloggping TurkeyRank.Com - Pagerank Servisi pagerankonline.de - Pagerank Anzeige ohne Toolbar On our way to 1,000,000 rss feeds - millionrss.com
Seo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks
Bu sitedeki yazılar telif hakkları göz önüne alınarak yayınlanmaktadır. Kaynak göstermeksizin Tamamı veya Bir Kısmının KOPYALANMASI YASAKTIR. yayınlanan bu makale ve eserlerin hak sahipleri herhangibir nedenle telif hakkı idda ederlerse ve bizce uygun görülmesi halinde (gerçeklik esası olması dahilinde) bize lütfen mail atsınlar (ozkan@mail.nu) en kısa sürede eserleriniz sitemizden kaldırlır. © 2008 www.odeveson.blogspot.com